Abdulvasih Duran yazdı

      Her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ olarak kutlanmaktadır.Bu vesileyle bizler de  toplumun manevi mimarları olan Din Görevlileri kardeşlerimizin bu haftasını kutlar,Yüce Allah’tan başarılar dileriz.

     Camilerimiz Ka’be’nin  birer şubeleridir.Bildiğiniz gibi yeryüzünde kurulan ilk ma’bed Ka’be’dir. Biliyoruz ki  Ka’be inancın kalbidir.Kalp kirli kanı alır temizler ve tekrar vücuda  dağıtır.Camiler de namaz vakitleri arasında  günahlarla  kirlenen mü’minleri topluyor,temizliyor ve tekrar toplum içine gönderiyor.

    Camilerin dinimizdeki yeri büyüktür.Camilerin yapımında katkısı olanları Yüce Rabbimiz şu Ayet-i kerime ile övmektedir:”Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden,namazı dosdoğru kılan,zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır”(Tevbe-18).

O nedenle insanlarımız bu ayette anlatılan mü’minlerin zümresine dahil olmak için tarih boyunca camilerin yapımı ve onarımına katkıda bulunmuşlardır.Mü’minler bir yandan camileri imar ederken diğer  yandan da camilere/cemaate devam ederek manevi yönden de mamur olmasını sağlamışlardır.Onun içindir ki Resulüllah’ın(sav) müjdelediği gibi “Hiçbir gölgenin olmadığı günde (hesap gününde) Arşın gölgesi altında gölgelenen  7 grup insanlardan biri de’ Gönlü mescide(camiye) bağlı olanlardır’.Bir  Hadis-i Şerifte Resulullah (sav) :”Cemaat ile kılınan namaz tek başına kılınan namazdan 27 kat daha üstündür” buyuruyor. Öyleyse birkaç dakikalık mesafede olan camilerimize neden gitmiyoruz?

      Camileri  güzelleştirmenin  2 yolu vardır.Birincini binasını yapmak,onarmak ve hazır hale getirmek.İkincisi ve en önemlisi ise içini doldurmak.Bunun yolu da   Müslüman  kardeşlerimizin camileri boş bırakmamasıdır.Namaz cemaatle daha güzeldir.Onun için Fatiha suresinde ”Sadece sana ibadet eder ve yalnızca senden yardım dileriz” derken çoğul kelimesi kullanılmıştır.Yani birlik ve beraberlik içinde olmanın yolu camilerden geçer.Resulullah(sav) kısa süreliğine de olsa gittiği her yere mutlaka bir mescit yapardı ve sahabiler (ra) namazlarını mutlaka mescid de kılarlardı.

Bizler de mutlaka çalışıyoruz, günde 8 saat çalışan kardeşlerimiz  bir- iki vakit namazını cemaat ile kılma fırsatı bulabilir .Çünkü sabah namazı ile yatsı namazı arasındaki mesafe ortalama 14-15 saattir.Bunlardan bir-iki vakit boş zamanımıza denk geliyorsa mutlaka camide kılmaya çalışalım.

-Yüce Rabbimiz günde 5 kez ezan aracılığıyla bizleri evine davet ediyor. Bizlere  bir davetiye verildiğinde  mutlaka gitmeye çalışırız. Öyleyse Allah’ın davetine de icabet edelim.

-Camide kılınan namaz yalnız kılınandan 27 kat daha üstündür.

-Camilerimiz ile birbirimize adresleri tarif ederiz.(Örneğin,İshak paşa camisini geç,Kasım efendi camisinin yanında v.b.).

-Namaz vakitleri sözleşme için kullandığımız vakitlerdir.(Örneğin,öğleden sonra ,yatsıdan önce v.b.)

-Camiler birer  irşat ve eğitim yerleridir. Vaazlarıyla,hutbeleriyle,Kur’an  dersleriyle bilgi,edep ve adap öğrenilir ve kardeşlik pekişir.

-Ailece camiye gitme alışkanlığı kazanalım Bayanlar, bayanlara ayrılan yerde, erkekler de erkeklerle beraber namazlarımızı eda edelim. Ailece düğüne gidiliyor, pikniğe gidiliyor da neden ailece camiye gidilmesin.

-Camilere devam edildiğin de herkes birbirinden  haberdar olur, gelemeyenler, hasta olanlar,sıkıntısı olanlar çabucak öğrenilebiliniyor.

      Camiye devam etmenin  bunlara benzeyen bir çok maddi ve manevi faydaları vardır. Camide yan yana olanlar cami dışında karşı karşıya gelemez.Camide omuz omuza olanlar cami dışında boğaz boğaza gelemez. Camiler kardeşliğin birlik ve beraberliğin tesis edildiği mabedlerimizdir.

        Unutmayın! Mutlaka aşık olacaksanız, camiye aşık olun  ve mutlaka gönlünüzü bir yere kaptırmak niyetinde iseniz namaza gönlünüzü kaptırın.