Noktacı Kasım Efendi İnegöl-Yenice Mahallesi’nde irşad görevine telif ettiği
“Cevâhirü’l-Ahbâr” kitabını tedris ile başlamıştır. Yapmak istediği eğitim, halk eğitimidir. Zira kaleme almış olduğu eser, bilgili-bilgisiz, yaşlı-genç kadın ve erkek her yaştan her seviyedeki insana hitap etmektedir.

Kendinden kitap telif etmesini isteyen dost ve arkadaşları da kendisine bu türde bir öneri getirmişlerdi. Ancak kitapta verilen bilgiler, sahih olacak, kalplerin pasını silecek ve mü’minlerin önünü açanâyet ve deliller sunacak; sonuç olarak geniş halk kitlesi bundan yararlanacaktır.

Dayandığı kaynaklar incelendiğinde görüleceği üzere Kasım Efendi, eserinde
“İlmihâl-Sistemi”ni esas alarak müslüman bir kişinin, yaşaması gerekli günlük hayatı, kitaplaştırmıştır.O, İslam’ın, yalnız sözde değil, özde ve yaşam biçimine dönüşmüş tarzda yaşanmasını ön görmüş; “Mûtû kable en temûtû / ölmeden evvel ölüm hâlini yaşayınız..” hadis-i şerifini şiar edinerek dünyadan çok âhiret hayatına ağırlık vermiştir.

Tasavvufta ceddi Abdülkâdir-i Geylânî (H.470-561/M.1077-1165) geleneğine
bağlı olduğu halde rüyada Hz. Peygamberin yönettiği zikir halkasına, onun işaretiyle oturarak, zikre iştirak etmiş; düâ ve iltifata mazhar olmuştur. Bu nedenle o, tasavvufta Kâdirî-Halvetî geleneğini benimsemiş; tekke ve zaviyesinde de bu esasları göz önünde bulundurmuştur.Dostlarından kitabını yazanlara, okuyanlara, dinleyenlere ve yazıp ta çoğaltanlara hayır düâda bulunmuş; onlar hakkında Allah’ın rahmetini, Hz. Peygamberin şefâatini ve de Abdülkâdir-i Geylânînin himmetlerini dilemiştir.

 Kasım Efendi, telif ettiği kitaba dayalı olarak yaptığı tasavvufî eğitimle İnegöl coğrafyasında yıllardır şifâhi geleneğe dayalı olarak sürdürülmekte olan Bâbî ve Ahî geleneği müntesiplerini de kendisine çekmiştir.Bu nedenle Bâbîler arasında kutsal telakkî edilen geyik boynuzları, Kasım Efendi Tekke ve Zaviyesi’nde de teşhire konmuştur. Bu nedenle halk arasında Kasım Efendi Camisi,”Geyikli Camii” adıyla da anılmıştır.

Diğer yandan İmadbey / Akbıyık, Tekke ve İskâniye/Cemiyet köylerinde Akbıyık Sultan adına gösterilen derbentçi nitelikli çalışmalar, zaman zaman askıya alınmış ve buralardaki askerî nitelikli “Yaya Birlikleri”, kontrol dışına çıktığı için Bursa’da Akbıyık Sultan’ın medfun bulunduğu tekke ve zaviye merkezinin dahî işgale uğradığı devirler olmuştur ki bu durumlarda Kasım Efendi Dergâhı, Ahî geleneğine bağlı kişlerin de sığınma yeri olmuştur.

Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, Merhum Ekrem Hakkı
Ayverdi’nin hazırladığı Osmanlı Mîmârisinde Fatih Devri III. ve IV. adlı kaynak esere bakabilirler. Kaht-ı ricâlin hüküm sürdüğü böyle devirlerde bu yörede yaşayan insanların uğrak yeri, yine Kasım Efendi Tekke ve Zaviyesi olmuştur.

Bir anlamda İnegöl coğrafyasında kırsal alanda yaşamakta olan Bâbî ve Ahî gelenekleri, İnegölşehir merkezinde Kasım Efendi’nin tekke ve zaviyesi’nde buluşmuşlardır.Yenice Mahallesi’nde Kasım Efendi Tekke ve Zaviyesi’nde bu tür bir tasavvufî eğitim yapılırken vakıf nâzırı Kethüdâ Sofu Hacı Sinan Bey’in, ekonomik destek sağladığı İnegöl-İshak Paşa Medresesi de örgün eğitimde en verimli ve de parlak çağını yaşamştır.

Çünkü Kethüdâ Sofu Hacı Sinan Bey, adına temlik yapılabilecek kadar, hükümdar nezdinde itibarlı bir kişi olmuştur. İshak Paşa’nın oğullarından Pîri Ahmet Çelebi’nin, Sultan II. Bayezid’in husûsî defterdârı olması, diğer oğlu Şâdî Bey’in de Amasya sancak beyi olarak Yavuz Sultan Selim nezdinde son derce güvenli bir devlet adamı olması, Bu dönemde İnegöl İshak Paşa Medresesi’ne en parlak günlerini yaşatmıştır.

Bu arada Noktacı Kasım Efendi’nin, Kethüdâ Sofu Hacı Sinan Bey üzerinde
manevî nüfûzu, o kadar derin etki yapmıştır ki Bursa’da Hamzabey Külliyesi’nin yakınında inşâ ettirmiş olduğu Beşikçiler Mescidi’ninin yanında bir de Halvetî tekkesi inşa ettirmiştir.

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar