ZER İNCİNMESİN

Geldik, geçiyoruz fani dünyadan
Yürürken dikkat et, yer incinmesin
Çalışıp terlemiş yorgun bünyeden
Silerken dikkat et, ter incinmesin

Bin bir eza ile yorulsa beden
Dinlenince geçer bu hal aniden
Bütün bir gövdeyi idare eden
Omuzun üstünde ser incinmesin

Cömertlik, Mevla'nın sevdiği iştir
Sevabı dünyanın malına eştir
Zenginlik, fakirin gördüğü düştür
Yoksul ne isterse ver incinmesin

Yürek bâki kalsın sevda çağında
Can cananı bulsun vuslat dağında
Mevsim, bahar ise gönül bağında;
Yâri, gonca gibi der, incinmesin

Hasret yakıyorsa her ayrılıkta,
Çıkma karşısına başka kılıkta.
Sevda libasını kuşanıp çık da,
Yarin gözündeki fer incinmesin

Şer nefisten, hayır Allah'tan gelir
Nerde hayır varsa orada belir
Yakın dolanırsan incinebilir
Semtine uğrama, şer incinmesin

Emin'im ki sevgi gerçek hazine
Ayak uydur muhabbetin izine
Gönül sarayında aşık sözüne
Zümrüt, yakut, gümüş, zer incinmesin

HÜZÜNLÜ HAYKIRIŞ

Gazel döşeli yolda, bir ömür koşturuldum.
Bu hüzünlü yarışta bitkin düştüm yoruldum.

Yaşadığım ömürde, har mevsimi gördüm de
Baharı unutmuşlar her halde kaderimde.

Her mevsimin ardından hazan geldi sonunda.
Bahar hiç uğramaz mı kader bildiğm yurda?

Acılar! Ah acılar, yüreğimi kanatır.
Hayatı unutturup, ölümü hatırlatır.

Bilirim, şu alemde sürgünde yaşıyorum.
Ölüme sevdalanmış bir yürek taşıyorum.

Ölüm ki her çileden kurtuluşun müjdesi.
Ve ölüm ki Mevla nın bana "gel" diyen sesi.

Koşarım ben o sese, ölesiye koşarım.
Rabbimle buluşmanın heyecanıyla coşarım.

Ölüm bana sevdalı ve ben ona hasretim.
Huzura, alnı açık varabilmek gayretim.

Ya Rabbi! Gayretimin lütfet karşılığını.
Bari sonunda güldür, bu garip aşığını.

EMİN YILDIZ

Kaynak: gencgazete.net