Bu yazımızda insanın bebeklikten itibaren gelişme aşamasında kazanması gereken yeteneklerini teknolojiyi kullanarak nasıl yok ettiğimize, psikomotor davranışlarını nasıl bozduğumuza, mazi gözüyle değineceğiz.

     2000’den önce doğan nesil olarak hemen çocukluğumuza dönelim ve günlerimizi nasıl geçirdiğimize bir bakalım:

     Bilye ya da o zamanki bizim kullandığımız ismiyle cilli oynardık. Tam da gelişme aşamasındaki yaşlarımızda elimizle fırlattığımız cismi istediğimiz noktaya denk getirebilmek konsantrasyonumuzu önemli ölçüde geliştirirdi. Birde bu hareketi her gün akşama kadar yaptığımızı düşünün. Sık sık yapmasak da ağızda kaşıkla yumurta taşımakta böyleydi.

     Saklambaç mesela, koskoca sitenin içinde bu arkadaş nereye saklanabilir diye düşünerek ararken bunu rastgele yapmazdık. Atıyorum şişman bir arkadaşımız için “Ağaca çıkmış olamaz, ağacın arkasına saklanmış olabilir”. Veya “Şu arkadaşımız su deposuna gitmeye üşenir kesin bodruma saklanmıştır” Gibi basit stratejiler geliştirme yeteneğimizi beslerdi biz farkında olmadan. Şimdiki çocuklarda stratejik düşünmeyi geçtim kalemliğini kitaplarını bile bulamadığı için annesi hazırlıyor. Yeri gelmişken ders programına bakarak çanta hazırlamak bile bir şeyler katardı çocuklara.

     Kendi aramızda kavga ederken söylediğimiz kafiyeli cümleler vardı. “Pışıııık, yağlı kaşııık” , “Ne? Nenenin burnunu ye!” , “ Kutu kutu pense, elmamı yese, arkadaşım ….. arkasını dönse” Gibi bunlar uzadıkça uzar. Bizde bunları duya duya sonlarının aynı olması hoşumuza gittiği için tabiri caizse arkadaşımıza kapak yaparken kafiyeli yapmaya çalışırdık.

     Kağıttan uçak yapmaca oynardık en düzgün uçağı yapana kadar herkes kendi uçak tasarlardı, yamuk uçuyorsa kanadını kıvırıp düzelmeye çalışırdı vs. (Bu yazıyı yazarken şu an farkettim ki oynadığımız o zamanki arkadaş grubumuzun birkaçı mühendis oldu. Geriye kalanlarda en iyi üniversitelerde veya yine alanlarında duyulan isimler.)

     Şimdiye kadarki bahsi geçen durumlarda fark ettiyseniz hep çocuğun zekası koordinasyonu beslendi. Birde günümüze bakalım. Çocuk 2-3 yaşlarına giriyor, telefondan videolar kısmına girip film açabildiği için veya fotoğraf çekebildiği için gurur duyuyoruz. 5-6 yaşlarına geliyor tabi yine telefon tablet başında, artık bizi arayabildiği için gurur duyuyoruz. Afferim ne kadar zeki, rehbere girip Annem-Babam yazısını farkedip üstüne basabiliyor. Ezberinden telefonu yazmadı sonuçta yine hayata hafızasını zorlamadan başladı. Aynı hareketleri bir maymun çok daha iyi bir şekilde ezberinden yapıyor. Evet bununla ilgili deneyleri videoları izleyip araştırabilirsiniz, çocuğunuzla aynı yaştaki bir maymun çocuğunuzdan daha zeki. Bu yaratılıştan kaynaklı değil, köreltilmediği takdirde tabiki bir bebek insan daha yetenekli.

       “-Telefonu verince susuyor başka türlü imkanı yok susmuyor”. Önceki nesil nasıl susuyordu bunlar gece gündüz zırlayarak mı büyüdüler. Şimdi hepsini saymaya başlamayacağım ama yani çocukla vakit geçirmek için her yaşa uygun bir çok oyun var. “-E bilmiyoruzki?”. Her naneyi internetten araştırıyorsunuz ona da bir 5 dk ayırıp öğrenin bir zahmet. Başka bir yazıda görüşmek üzere, kalın sağlıcakla.