Bayramlar toplumları bir arada tutmaya, dostlukları berk etmeye, düşmanlıkları pert etmeye, akrabalarla ilişkileri daha da sağlamlaştırmayı sağlayan en önemli günlerdir. Bayramlarda küsler barışır, hınçlar toprak altı edilir, bu böyledir ve ulusal düzeyde olduğu gibi uluslararası düzeyde de böyle beklenir. Kutsal aylarda, kutsal günlerde bütün kinlerin bütün hınçların küllenmesi, barışın egemen olması için bütün toplumlar çaba sarf eder. İnsan olan, içinde azıcık insanlık kırıntısı olan toplumlardan da bu tür davranışlar beklenir.

Ramazan ayı ve Ramazan Bayramı Müslümanlar için çok kıymetli olduğu gibi aynı zamanda çok değerli zaman dilimini ifade etmekte. Bu kutsal günlerde insanlıktan nasibini almamış, insan olmayı beceremeyen aşağılık soykırımcı Siyonist İsrail, Müslümanların kutsallarını yok sayarak Gazze halkı üzerinde Ramazan ayı boyunca da soykırıma devam etti, hala da devam ediyor. Siyonist İsrail’in eylemlerine katil ABD yönetimi de destek oldu ve destek olmaya devam ediyor. Katil ABD Siyonist İsrail’e hem ekonomik hem siyasi, hem teknik hem de taktik anlamda her türlü desteği vermekte. Verilen destek öyle böyle değil aklı başında olan her insanı zıvanadan çıkaracak cinsten. ABD’nin, Siyonist İsrail’e vermiş olduğu bu fütursuz desteğe karşılık Müslümanların zavallı satılmış idarecileri ne yapıyor?

Müslümanların paralarıyla her türlü ekonomik imkânları elinde tutan aşağılık Suudi yönetimi Trump katilini ağırlamak için canla başla çalışıyor. Bayram değil seyran değil Trump Suudilerin karakaş kara gözüne mi hasret kalmış da ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yapıyor? Bunun tek cevabı var hain Suudi Yönetimi Müslümanların yer altı, yer üstü kaynakları dâhil her türlü imkânlarını katil ABD’ye aktarıyor. Katil ABD’ de Müslümanların kaynaklarını, soykırımcı Siyonist İsrail’e silah ve bomba olarak veriyor. Soykırımcı Siyonist İsrail Müslümanların kaynaklarıyla, Müslümanları katletmeye devam ediyor.  

Katil ABD’nin bütün bu destekleri yetmezmiş gibi İsrail’in yaptığı soykırımın soruşturulması halinde Birleşmiş Milletler Uluslararası Ceza Mahkemesi üyelerine yaptırım uygulayacağı tehdidinde bulunuyor. ABD’nin soykırımcı Siyonist İsrail’e vermiş olduğu bu destek az olmuş olacak ki sözde demokrasi ve insan hakları savunucusu ülkeler ise Gazze Halkının yok edilmelerine gözlerini kapatıyor, Siyonist İsrail’e karşı üç maymunu oynuyorlar. Vicdanı olan, merhameti olan, insanlıktan nasibini almış insanlar, Gazze de yapılanların insanlık adına utanç verici olduğunu haykırmak istiyor ama buna da faşist zihniyet izin vermiyor.

Bunu bilinen son örneği, Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rümeysa Öztürk. Rumeysa Öztürk, 25 Mart'ta yerel saatle 17.15 sıralarında Boston kentinde evinin yakınlarında ABD İç Güvenlik Bakanlığına bağlı Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) ajanları tarafından gözaltına alındı. Fulbright bursu alan ve doktora eğitiminin son yılında olan Öztürk, arkadaşlarıyla iftara gitmek için evinden çıktığı sırada ajanlar tarafından durduruldu. Bir anda etrafı yüzleri kapalı 6 sivil ICE görevlisi tarafından sarıldı. Öztürk, itirazlarına rağmen yaklaşık 2 dakika sonra kelepçelenerek SUV bir araca bindirildi. Nereye götürüldüğü bile insanlardan saklandı. Sözüm ona demokrasi beşiği kabul edilen bu ülkede misafir olan bir kız öğrenci haydutlar tarafından korsanca gözaltına alındı. Sözde demokrasi havarilerinin hiç birinin gıkı çıkmadığı gibi hiçbir eleştiri yapan da ne yazı ki olmadı.

ABD’nin insanlar üzerinde uygulamaya çalıştığı faşizan tutum sadece Rumeysa Öztürk ile sınırlı değil. Üniversitelerde Gazze Halkının uğradığı soykırımı dile getirmeye çalışan herkes suçlu kabul ediliyor, ya üniversitelerden atılıyorlar, ya okuma hakları ellerinden alınıyor ya da sınır dışı ediliyorlar.

Katil Netanyahu Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından suçlu bulunmuştu. Bu mahkemeye taraf olan ülkeler tarafından yakalanıp tutuklanması emri olmasına rağmen ne yazık ki bu emri bazı Siyonist İsrail sever ülkeler tarafından yerine getirilmiyor. Sözüm ona Türk soyundan geldiği kabul edilen Macaristan bu ülkelerin başında gelmekte. Katil Netanyahu bu ülkeye dört günlük ziyarette bulundu, üst düzey protokol ile ağırlandı. Soykırımcı Siyonist İsrail sever Macaristan bu tavrıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi kararını yok hükmünde saydı. Katil Netanyahu Macaristan’ın bu kararından güç almış olacak ki ABD’ye ikinci ziyaretini gerçekleştirdi.  

Dünyanın çok kutuplu bir yönetim hâkimiyetine gitmesi beklenirken tek kutuplu yönetimin hâkimiyetine doğru gittiğini görmek dünya ahvalinin gelecekte hiç de iç acı olmadığını göstermekte. Tek kutuplu dünya, insanlığı tek kişinin merhametine bırakmış oluyor. Bu realite adalet, merhamet, sevgi, barış ve umudun insanlıktan çok uzakta olduğunu gösteriyor.  Yine de umudumuzu yitirmeyelim zalimler mutlaka bir gün hesap verecektir.

ÖZER YILMAZ