Hasan Hüseyin Yılmaz'ın köşe yazısı
Arzu etmem bir gün beni anasın
Nerdeyim nasılım sorma artık git.
Açtığın yaralar bırak kanasın
Zehrini akıtsın sarma artık git.
Gülünce yüzünde güller açandın
Güneşten ziyade ışık saçandın
Ben hep kovalayan sense kaçandın
Takatim tükendi yorma artık git.
Un ufak dağıldım parçam kalmadı
Tesellin kapımı bir kez çalmadı
Gururum bu kadar hiç alçalmadı
Daha çok incitip kırma artık git.
Madem mutluluğu bensiz aradın
Dilerim yerine gelir muradın
Dilimde ur gibi kanasa adın
Bir dakika bile durma artık git.
Sevgimden usandın ilgimden bezdin
Ne kadar yıprattın ne kadar ezdin
Kan revan bıraktın kurşuna dizdin
Düşmanın değilim vurma artık git.
Kanlı hançerinle yarıldı sine
Gık bile demedim, hatta aksine
Katlandım boynumu büktüm hepsine
Namluya hicranı sürme artık git.
Yolların hep girift, hep zikzak bana
Gözlerin ölümcül bir tuzak bana
Senden sonra sevmek çok uzak bana
Gönül defterimi dürme artık git.
Görmedin aşk için uğraşlarımı
Çattığıma bakma yar kaşlarımı
Saklayamaz oldum gözyaşlarımı
Perişan halimi görme artık git.
İki gözüm döndü iki taşkına
Ağlıyorum diye istersen kına
Dayanamaz oldum, Allah aşkına
Her gece çarmıha germe artık git.
Benimle kış sana ellerle bahar
İnsafsız yakıyor içimi bu har
Ciğerim kül oldu gözyaşım buhar
N’olur günahıma girme artık git.