Fransa'dan, Almanya'dan, Danimarka'dan açıklamalar geldi; ABD'yi kastederek, "dış güçler demokrasimize müdahale ediyor" dediler.
Günaydın beyler, hem ABD hem de sizler en az ikiyüz yıldır başka ülkelerin kaderine de, egemenliğine de, demokrasisine de müdahale etmiyor musunuz?
Şeçilmiş ve bir hafta sonra (20 Ocak'ta) göreve başlayacak ABD başkanı Trump; "Kanada bizim, Panama kanalı bizim,Grönland bizim olacak" dediği ve Trump'ın ekibinde olan Musk, Fransa, İngiltere yönetimlerini hedef aldığı için rahatsız olmuş Avrupa devletleri.
Rahatsız olan ülkelere bakınca ortak özelliklerinin 'küreselci' olmaları olduğunu görüyoruz.
Dünyadaki küreselci - ulusalcı şeklindeki mücadelenin artık perde arkasında değil, alenen yaşandığı bir aşamaya geçtiği gözlemleniyor.
Her coğrafyada ve her yöntemle mücadele var, bu mücadele bir taraf kazanıncaya kadar devam edecek gibi görünüyor.
İki tarafın da sahip olduğu askeri, ekonomik, stratejik ve medyatik gücü göz önüne aldığımızda, bu mücadelede iki tarafın da kolay pes etmeyeceğini görüyoruz. Buda demek oluyor ki büyük bir çatışma belirleyecek kazanan tarafı.
Yakalaşıyor yaklaşmakta olan. O gelen gelmeden önce her hazırlığı yapmak, gelecekte de ayakta kalabilmek için şart. Askeri, ekonomik hazırlık ve ülke içindeki prangalardan kurtularak birliği tesis etmek var olabilmenin temel unsurları olarak ortaya çıkmaktadır.
Dar, kısır, dedikoduya ve psikolojik harekata dayalı gündemlerden sıyrılıp, büyük gerçeklere ve büyük hedeflere yönelik hamleler yapmak, milli menfaatleri ve milli varlığı koruyucu tedbirler almak bir zorunluluktur.
Suriye'de altmış yıllık sosyalist milliyetçi Baas rejiminin yıkılması, Irak ile yapılan antlaşmalar, Libya'daki hükümeti ayakta tutma ve deniz yetki alanları antlaşmasını emperyalistlere yem etmememiz gibi hamleler çevremizdeki ateş çemberini kırmak için atılan büyük adımlardı.
Kırk yıldır uğraştığımız emoeryalist kuklaları PKK, Fetö gibi prangaları büyük oranda parçalamamız, savunma sanayi alanındaki denge değiştirici atılımlarımız ve enerjide bağımsız olmaya sağlayacak hamlelerimiz hep büyük düşünmenin ve geleceğimizi garanti altına almanın kilometre taşlarıydı.
Büyük mesafe alındı fakat daha çok yolumuz var.
İçerdeki işbirlikçileri tam tasfiye ederek emperyalistlerin iç kargaşa çıkarma girişimlerine tamamen set çekmek,ekonomik sıkıntıları aşarak kendi ayakları üzerine sağlam basmak, Türk İslam birliği yolunda adımlarla büyük hedeflere yelken açmak gibi ülkülerimize emin adımlarla yürümek için dar kıplardan kurtulmak zorundayız.
Dünyanın geldiği ve muhtemelen gideceğu yerler bize uyanık olmayı ve büyük düşünmeyi zorunlu kılıyor. Zira mücadele sertleşiyor.
Neye niyet ettiğimiz değil, kime hizmet ettiğimiz çok önemli. Bireysel olarak hangi safta yer aldığımız, hangi safta yer alanlara destek verdiğimiz büyük önem arzediyor. Çünkü toplumlar bireylerden oluşuyor.
Ve her birimiz Rahmanî safta yer alarak dünya imtihanını kazanmak için bu dünyaya geldik.
Son tahlilde; Dünya bir yerlere doğru giderken, bizler de öbür dünyaya doğru gidiyoruz..
MEHMET ARİF SELİM