Teknolojik anlamda ve dolayısıyla güç olarak da batı dünyasının gerisindeyiz, yüzde yüz doğru. Ancak bu geri olma durumu bizim sahip olduğumuz inanç sisteminin ve değerlerimizin de geri olduğu anlamına gelir mi?

"Adamlar bizden ilerde" diyerek kendimizi yerin dibine batırmak mı gerekir, yoksa bu geri kalmışlığı sahip olduğumuz inanç sisteminin bir sonucu olarak değil, tam tersine sahip olduğumuz değerlerden uzaklaşmanın bir sonucu olarak mı yorumlamalıyız?

Sosyolojik olayların çok boyutluluğunu hesaba katmadan, yaşanılan şartları dikkate almadan bu tip sorulara net cevap vermek zor olduğu gibi aynı zamanda meselenin yanlış zemine çekilmesine de yol açar.Yakın tarihimizde, bu ülkede; "avrupanın dinine geçelim" veya "avrupadan damızlık erkek getirelim ki neslimiz ıslah olsun" gibi tekliflerin yapıldığını dikkate alırsak, "bizden adam olmaz" şeklindeki yaygın söylemlerin altındaki eziklik psikolojisine dikkat edersek, bizi biz yapan değerleri geri kalmışlığın sebebi olarak gören bir anlayışın epey bir taraftar topladığını söyleyebiliriz.

Dikkat edilirse, bu fikirin alt yapısında; "güçlü olmak, teknolojide ileri olmak, zengin olmak" gibi dünyevi kaygılar yatmaktadır. O zaman şu soruları sormak gerekir:

-Hayatımızı ve düşüncelerimizi sadece dünyevi şeyler mi belirliyor ?

-Dünyaya imtihan için geldiğimiz gerçeğini ve uhrevi olanı hesaba katmamak mı lazım?

-Teknolojide geriyiz diye, insani ve islami değerlerde de otomatikman geri mi sayılıyoruz?

-"Hakimiyet günlerini insanlar arasında çevirir dururuz" diyen ayetteki hikmeti yok sayarak, her daim güçlü olmamız gerektiği sonucuna nerden varıyoruz?

-Ne ara bu kadar dünyevileştik ve kapitalistleştik ?

-Peygamberimizin Hadisi Şerifindeki; "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmak" kısmını materyalistliğimize ve dünyevileşmemize bahane ederken, aynı hadisteki "yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmak" ifadesini neden görmezden geliyoruz? Biz bu dünyaya illede zengin olmak vede zengin yaşamak için mi geldik? Putumuz -ilahımız para mı oldu?

-Biz bu dünyada her daim güçlü olmak için mi gönderildik? "Güçlü olursak medeniyet değerlerimize sahip çıkarız, zayıfsak güçlü olanların medeniyetini kutsayıp onlar gibi olmaya çalışırız" yaklaşı mı iki asırdır bize ne kazandırdı diye sorgulamayacak mıyız?

-Batının ruhsuz bir teknoloji canavarı olduğunu, insani değerleri yok ettiğini anlamamız için, sadece Gazze'ye bakmak; batı destekli terörist İsrail'in katlettiği 17 bin çocuğu görmek bize yetmiyor mu?

-"Adamlar zengin ve güçlü ya, biz ona bakarız" diyerek batı putuna, para putuna tapmaya devam mı edelim?

Gücümüzün batıdan az olması nedeniyle, herşeyimizin batıdan geri olduğu şeklindeki bir varsayım, ne sosyoloji ilkeleri, ne dünya gerçekleri ne de tarihi gerçeklerle bağdaşır. Bu ancak bir ezikliğin, aşağılık kompleksinin bir dışa vurumu olabilir. Bu ancak nefsimizin ve iblissporun bize dayattığı bir dünyevileşme putperestliğinin bir göstergesi olabilir.

Ey Türk milleti ve ey Ümmet-i Muhammed, yemişim batının gücünü;Biz hâlâ bu dünyada insani erdemlerin en başat savunucusuyuz. Bu dünyada barıştan, adaletten, insani değerlerden söz ediliyorsa bizim dinimiz ve tarihi misyonumuzu (eksiklerimiz çok olsada) devam ettiriyor olmamız sayesindedir...Ve tapınılan İblis güdümlü batının ve tapınılan paranın cehenneme çevirdiği bu dünyada, yeniden insani erdemler yücelecekse bunu ancak biz yapabiliriz...İsrail ve batı gibi güçlü olupta emperyalist olacaksak, iblisin sapkınlıklarını din edineceksek, çocuk katili olacaksak varsın güçsüz olalım.

Bırakalım ezikliği satanist, kapitalist, siyonist katiller ve çağdaşlık maskesi altında onlara köpeklik edenler yaşasın, onlar utansın. Biz islâmi, insani ve tarihi değerlerimizle gurur duyalım...Ve yeniden aleme nizam vermek için çalışmaya, dinimizi, milli benliğimizi ve insani değerleri önceleyerek imtihan dünyasından alnımızın akıyla ayrılmaya gayret edelim. Batılın boyasına boyanmaktan, deccalizmin fikirlersel tuzaklarından uzak duralım.

MEHMET ARİF SELİM