Recep Akakuş yazdı

Günümüzde “Baba Sultan” lakabı ile anılan zat, eski tarihî belgelerde Geyikli Baba adıyla şöhret bulmuştur. Bazı kaynaklarda isminin Muhammed olduğu söylenmiş ise de kesin değildir. Halk arasında yaygın şöhreti, bu zatın gerçek isminin bilinmesine engel olmuştur.

“Ulvî Baba” ve “Âhûlu Baba” gibi lakaplar ile de anılan bu zatın, günümüzde kullanılan lakabı, Baba Sultan’dır.Osmanlı geleneğinde, manevî nüfûzu veya estetik güzelliği ile insanları etkileyen kişilerin isimlerinin sonlarına “sultan” kelimesi eklenerek sahip oldukları etkin nüfûzları, belirtilmiştir. Tıpkı: Baba Sultan, Balım Sultan, Fatma Sultan ve Hatice Sultan gibi.

Baba Sultan, Orhan Gâzî (1327-1361) devrinde İnegöl coğrafyasına gelmiş ve İnegöl’ün batısında ve Bursa-İnegöl yolu üzerinde Uludağ’ın kuzeydoğu yamaçlarına yaslanmış ve yeşilin her tonuyla çıldırdığı bir yöreye yerleşmiştir.

Yerleştiği köy de -günümüzde- Baba Sultan ismiyle anılmaktadır. İnegöl’e uzaklığı -takriben- 10 kilometre olan bu yerleşim merkezi, tarihî kaynaklarda İnegöl ile bağlantılı görülmekte ise de Tanzimat sonrasında-yerel yönetimerle ilgili olarakyapılan idârî düzenlemeler sırasında Babasultan Köyü, Bursa’ya bağlanmıştır.

Ancak bu durumun, coğrafî yönden de ekonomik yönden de mantıksal bir açıklaması yoktur. Dün olduğu gibi bugün de Baba Sultan Köyü’nün, coğrafî pozisyonu ve ekonomik yapısının, İnegöl ile çok yakından ilişkili olduğu görülmektedir.

Bazı kaynaklara göre Bursa fethinden önce İnegöl coğrafyasına gelmiş olan Geyikli Baba, Turgut Alp ile birlikte Bursa’nın fethine bizzat iştirak eylemiştir. Abdal Musa, Abdal Murad ve Doğlu Baba gibi o da, Bursa fethinin, manevî mîmarları arasında yer almıştır.

Geyikli Baba, aslen, Âzerbaycan coğrafyasında ve Hoy Şehri’nde dünyaya gelmiştir.Tasavvufî ekol itibariyle, Bâbî Geleneği’ne bağlıdır. Baba İlyas gibi o da, Şeyh Ebü’l-Vefâ, Tâcü’l-Ârifîn Muhammed bin elHüseyin el-Bağdâdî (v. 500/1106) ye mensuptur.

Ertuğrul Gâzî ve oğlu Osman Gâzî’nin gerçekleştirdikleri fetih harekâtı, Bizans sınırında geliştikçe İslâm’a açılan Bizans topraklarına yerleşmek üzere Âzerbaycan’dan ve Horasan’dan binlerce âlim, ârif, derviş ve de gâzî, batıya göç etmiş ve Osmanlı topraklarına yerleşmiştir.

Hatırlanacağı üzere 1314 yılından itibaren Bursa Kalesi Balaban Çavuş ve Osman Gâzî’nin yeğeni Aktimur tarafından, fiilen, kuşatma altına alınmıştır. İşte bu yıllarda Uludağ ve çevresinde yer alan bir çok kilise ve manastır Rumlar tarafından boşaltılmıştır.

Devlet nimeti ile Dervişler, Uludağ çevresine gelmişler ve Rumlar tarafından boşaltılan kilise ve manastırlara yerleşmişlerdir.İşte Geyikli Baba da bu dervişler gurubu içinde İnegöl coğrafyasına gelip yerleşen Ebdâlân-ı Rûm’dan biridir. Günümüzde Çiftlik/ Mesâriye Köyü adıyla anılan yörede Bizans döneminde İnegöl beyi olarak görev yapan Tekfur Aya Nikola’nın yazlık sarayı bulunmakta ve yakın çevresinde de onlarca manastır yer almakta idi. İşte Geyikli Baba ve derviş arkadaşları, Kızılsaray çevresinde yer almış olan bu manastırlara yerleşmişlerdir. (DEVAM EDECEK)