İnegöl’ün sosyal yapılanmasında önemli bir aşamayı temsil eden Noktacı Kasım Efendi’yi, ona zemin hazırlayan Hamzabey oğlu Derviş Mehmet Bey ile İshak Paşa kethüdâsı Sofu Hacı Sinan Bey’i ve bu iki zâtın soy kütüğüne dayalı kişilerin, bu faâliyetlere yaptıkları katkıları kısaca gördükten sonra daha sonraki asırlarda İnegöl coğrafyasında vukû bulan sosyal gelişmeleri -genel bir çerçeve içinde- hatırlamakta yarar vardır.

 Bunun için ana kaynaklardan aşağıya aktarılan alıntılara göz atmak
gerekecektir. Önce, 1640 ve 1670 yıllarında Evliya Çelebi’nin gerçekleştirdiği
seyehat sırasında İnegöl coğrafyasında yaptığı tespitleri (C.9,s10-11) bir görelim.

A- “Kasaba-i Aksu:

Bursa nâhiyesidir. Cebel-i Rühbân’ın / Uludağın, cânib-i şarkî nihayetinde / doğu ucunda bir dere ve depeli yerde, dâmen-i cebelde /dağ eteğinde yüz adet kiremit örtülü, bağlı-bahçeli evlerdir. İnegöl subaşılığıdır.

Îmâristânı/Yerleşim alanı, Nehr-i Aksuyun / Aksu Nehri’nin iki tarfında vâkî olmuş kasabacıktır. Cümle üç mihraptır / kasabada üç küçük mescid vardır.

Bir de Cuma camii vardır ki kapısı üzerinde:

“İnnemâ Ya’müru mesâcidallahi……” âyeti, tahrîr olunmuştur / yazılmıştır. Bir hamam ve on dükkân vardır.

Mezkûr Aksu, Cebel-i Papaz’dan tulû’edip / Adı geçen Aksu Deresi, Papazdağı’ndan doğarak Delice Irmağı’na karışır.

Bu dahî/Delice Irmağı da Nehr-i Nilüfer’e ulaşır.

Bu şehirden cânib-i şarka gidip “Kadîmi-Bel” tabir ettikleri ve harâmîlerin/ eşkiyânın hemîngâhı/pusu kurduğu yerler ubûr edilerek / geçilerek dört saat gidildiğinde İnegöl’e ulaşılır.

B-KASABA-İ İNEGÖL:

Menzil-i Kasaba-i İnegöl’e gelince: Burası, 1299 senesinde Rum keferesi elinden Sultan Osmancık tarafından alınmış ve fethi yapılmış bir
kasabadır.

Bursa sancağı’nda paşa hassı-voyvadılığıdır. Yani: bey veya paşa statüsünde bulunan devlet adamlarına dirlik olarak tahsis olunmaktadır.

Şehir, bir ulu ova içinde bâğ-ı irem misâli bir ma’mûr ve müzeyyen
Türk-halk kasabasıdır.

Ammâ/Ayrıca gâyet ganîmet/çok zengin bir şehirdir. Halkı, garip/aşırı derecede dosttur.

Herkes ile hüsn-i ülfetleri ile/iyi ilişkiler içinde bulunmakla meşhur olmuşlardır.

Cümle şehir, üç mahalleve bin adet kiremit örtülü mükellef ve müzeyyen hâneden oluşmuştur. Evler, hâne-i kadîm tarzındadır.

Kasabada beş mihrap/cami vardır.

Cemâat-i kesîreye mâlik çarşı içinde İshak Paşa camii vardır ki bir binây-ı
azîmdir.

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar