Turan Şahin'in köşe yazısı

Resim1

İnsanoğlunun koku ile ilişkisi çok eskilere dayanıyor.

Eski Mısırlıların ölülerini mumyalarken kokulu yağlar kullandıklarını görüyoruz.

Modern anlamda esans 14. Yüzyılda Macarlar tarafından bulunmuş, saraydaki asilzadeler ve zenginler arasında çok rağbet görmüştür. 

Avrupa’da Ortaçağda doğudan getirilen farklı renk ve kokudaki çiçeklerin üretimine hız verilmiş ve özellikle Fransa da parfümcülük önemli bir işkolu haline gelmiştir.

Ülkemizde uçucu koku üretimine 19. Yüzyılda geçilmiştir. Isparta gülyağı üretiminde ülkemizde ve dünyada önemli bir merkezdir.

Esansçılığın dev bir sektöre dönüştüğü günümüzde eski tip esanslara ve esansçılara çok az rastlanmaktadır.

Genellikle köy, kasaba ve şehirlerin pazar yerlerinde, kahvehane, lokanta gibi toplu yaşama mekanlarında dolaşırlardı.

Dayanıklı ağaçlardan yapılan esansçı sandıkları genellikle 38 cm boyunda, 24 cm yüksekliğinde, 17 cm derinliğinde, dört yanı cam olur içi gözükürdü.

Esanslar alüminyum ve cam şişelerde ve ağızlarında mantar kapaklarla muhafaza edilirdi. Cam enjektörler yardımıyla beş on gramlık şişelerde satılırlardı.

İğde çiçeği, tütün, gül, menekşe, harem, bey çiçeği, altın damla, beş çiçek gibi adlarda çeşitleri olan esansların hepsi bitkiseldi.

Esansçılar önerdikleri kokuyu enjektörle müşterinin ceketinin yakasına doğru püskürtürlerdi.

İlçemizin son esansçısı Seyit Ahmet Sevinç 1927 İnegöl doğumlu olup ilçemiz Hürriyet (Sarı) ve Suyolu Camii imamlığı yaparak sürdürdüğü mesleğini 1976 yılında emekli olarak tamamladı. 

1982 yılında ilçemizde başladığı seyyar esans satıcılığını, beraberinde kitap, takke, tesbih gibi ürünler de satarak sürdürdü.

 Başarıyla sürdürdüğü esansçılığı kaza geçirip ayağının kırıldığı 2009 yılına kadar sürdürdü 2014 yılında vefat etti.

Kaynakça : 02.07.2018 tarihi oğlu Yrd.Doç.Dr.İrfan Sevinç ile görüşüldü.

ESANSÇI MERHUM SEYİT AHMET SEVİNÇ