Turan Şahin'in köşe yazısı

AHMET EFENDİ (KARABAŞ)

İnegöl Bilal Köylüdür. Karabaş Süleyman Efendi'nin Halifesi bir şeyh'tir. 1698 yılında vefat etti, Bursa'da medfun'dur.

Karabaş namıyla bilinir. Bursa'da Attar Hüssam Mahallesindeki mescitte uzun yıllar çevresini aydınlatmakla ömür geçirdi. Öldüğünde Yeniyer Mezarlığına defnedildi.

Kaynakça: Bgc.org.tr.ansiklopedi/ahmet-efendi-karabaş-seyh-html,

AHMET HAMDİ BEY (PAZARCIKLI)

Bulgaristan-Pazarcık göçmeni olduğu için Pazarcıklı Ahmet Hamdi Bey diye bilinir. 1924-29 yılları İnegöl Belediye Başkanıdır. 1927 yılında İnegöl Belediye Binası (şu anki Kent Müzesi)’na geçiş onun başkanlığı döneminde olmuştur.

Kaynakça : Alinur Aktaş İnegöl Belediyesinin tarihçesi Uluslar arası İnegöl sempozyumu Bildiriler Kitabı s.15 

 

AHMED NURİ EFENDİ (AKŞEHİRLİ)

İshakpaşa Medresesi Müderris, dönemin Kaymakamı Ali Asaf Bey’in girişimi ile 1897 yılında İnegöl İshakpaşa Medresesi’ne  kütüphane oluşturulur.

İshakpaşa Camii’nde muhafaza edilmekte olan 13 adet el yazması kitaba ilaveten halktan kitap teberru ederek kitap sayısını beş yüze kadar ulaştırdılar. İnegöl’de 13 yıl görev yapan Ahmet Nuri Bey gayreti ile bu sayıyı İnegöl’de kaldığı süre içerisinde 1100’e kadar yükseltmiştir.

 1907 yılında ilçemizde vefat edene kadar kütüphane memurluğunu da fahri olarak yerine getirmiştir.

Kaynakça : 03.12.1964 tarihli Bizim İnegöl gazetesi s.2 , www.inegolkutup.gov.tr/yazdir?

AKBIYIK SULTAN

İnegöl Tekke Köyü merkez olmak üzere bu geniş arazi üzerinde bir tekke bir de zaviye tesis etmiştir. Adına her yıl pilav günü tertip edilmekte olup aynı köyde bir de hatıra mezarı vardır.  Asıl adının Ahmed  Şemseddin veya Abdullah olduğu rivayet edilir. Kaynaklarda genellikle keramet sahibi bir meczup olduğu düşünülür.

 Şeyhi Hacı Bayram Veli ile ilgili bazı menkıbeleri nakledilir.  Bayramiyye’nin Celvetiyye Kolu silsilesinde yer alan Akbıyık’a II.Murad Kasım 1437 tarihli temlikname ile Yenişehir yakınlarındaki Austos köyünü bağışladı. Varna seferine ve İstanbul’un fethine katıldı. Fatih’ten sonra Ayasofya civarında bir cami yapıldı ve bu semte onun adı verildi. Meczup tavrına rağmen Çandarlı Halil Paşa gibi devlet adamları ve Molla Yegan gibi alimlerle sohbetlerde bulundu.

 Mecmualarda Şems-i Huda mahlasıyla şiirlerine rastlanmaktadır. Malının hesabını bilemeyecek kadar zengin olan Akbıyık’ın servetini Allah yolunda harcamak maksadıyla Bursa Ulucami civarında yaptırdığı külliyeden sadece medfun bulunduğu türbe ulaşabilmiştir. 1456’da Bursa’da vefat etti.