Siz değerli okura, Genç Gazetemizde köşe yazmaya başladığımda, 8.11.2024 tarihli “Neden Genç Gazetedeyim” başlığı ile selam ve teşekkür yazımda “Ben de Genç Gazetemize gerçekten, farklı bir soluk, vizyon, perspektif, kazandırmak için elimden geleni yapacağımdan hiç şüpheniz olmasın. Çok güçlü, dinamik, sıra dışı birikimimi sizlerle ve okurla paylaşmaktan onur duyacağım” diyerek bir söz vermiştim. Güncel köşe yazılarıma ek, şiir, hikayeler paylaşıyorum. Ömrüm olursa da devam ederiz İnşallah. Şimdi sırada artık farklı konuların da zamanı geldi. Başlıyoruz. Çok farklı sürprizler de sırasını bekliyor İnşallah.
Kimdir bu Muhyiddin İbnü’l-Arabî? Onu kaleme aldığım bu yazı ile, onun akıl almaz hikayesi, inanın sizi çok şaşırtacak, hani biraz yeni nesil jargonuyla yazayım, biraz kafayı yedirtecek cinsten. 28.Temmuz.1165’te Endülüs’ün Mursiye şehrinde dünyaya gelen İbnü’l Arabî Sufizm ile uğraşmış bir Mutasavvıf ve lakabı Şeyhül Ekber. Ömrünün büyük bir kısmını gezgin olarak sürdüren İbnü’l-Arabî Bağdat, Şam, Mekke vd. şehirlerde o dönemin alim ve şeyhleri ile birlikte ulema meclislerinde bulundu. Bu gezginin hayatındaki dönüm noktası, babası tarafından anlatan akıl ile hakikati sorgulayan İbn-ü Rüşt ile buluşması ile bambaşka bir yola evrildi. Ve İbnü’l-Arabî doğru bilginin yalnızca akıl yoluyla değil manevi derinliklerde olduğunun farkına vardı ve ömrünü maneviyata adadı.
İspanya ile gelgitleri olan gezginlik dönemlerinde, Tunus, Fas ziyaretleri, bu süreçte anne ve babasının kaybı, onu o coğrafyadan tamamen koparıp 1202 yılında Hac ibadeti için yolunu Mekke’ye düşürdü. Üç yıl kaldığı Mekke’de onun düşünce dünyasının ana temasını yansıtan El Futuhatu l Mekkiye’yi kaleme almaya başladı. Ve onun gezgin ruhani yolculuğu Suriye, Filistin, Irak ve Anadolu’yu kapsayan yeni bir yolculuğa başladı. Bitmeyen seyyah ruhu tekrar Medine’ye sonrasında Bağdat’a uzandı. Ve orada artık öğrencileri olan bir alim, hoca olarak devam eden, Şam’da biten bir hikâye…
Buraya kadar okurlar içinde, İbnü’l-Arabî’yi hiç tanımayanlar var ise, onların dediklerini duyar gibiyim. E ne var bu anlattıklarında. Gelelim öze.
El Futuhatu l Mekkiye’yi 1202 yılında yazmaya başladığını söylemiştim. Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin ölüm tarihini de vereyim. 10. Kasım.1240. Osmanlı ne zaman kuruldu? 1299… Yani Osmanlı kurulmadan 49 yıl önce… Gelelim Futuhatu l Mekkiye’deki bu konuyla ilgili kısa risale çalışmasına… Gizemli bir ilim olan Cifir ilmiyle, Kur’an-ı Kerim’in ayetlerine dayanarak, Eş-Şeceretü'n-Numaniyye fi'd-Devlet-i Osmaniyye (Osmanlı Devleti’nin Soy Ağacı) İbnü’l-Arabî kendinden yıllar sonra kurulacak Osmanlı Devleti hanedanlığının liderliği ile ilgili dönemi, liderliği ve orduları ile ilgili bilgileri kaleme almıştır. Yani İbnü’l-Arabî gelecekte olan olayları görmüş gibi yazmıştır. Ve eser bir tılsıma sahip Yavuz Sultan Selim ile başlıyor. Ve Selim’in Fatih Sultan Mehmet sonrası tahta geçeceğini de belirtiyor. Sultan Abdülaziz’in darbeyle tahtan indirileceği ve yerine 5. Murat’ın geçeceğini de. Çok ilginç detaylar var. Devam edelim.
Futuhatu l Mekkiye’nin 1. Cildinden özetle… “Gerçeğin arzında bizim dünyamıza benzeyen ama tamamen farklı dünyaları keşfettim.” “Bu dünyaların birinde her yanı mis gibi kokan bir yer gördüm.” “O dünyada zaman algısı bizimkinden çok farklıydı. Orada bir gün, bizim birkaç yılımıza eşitti.” “Ayrıca gerçeğin arzları boyunca farklı yerlere de seyahat ettim.” “Bu yerlerin sakinlerinin tenleri parlak gümüş renkteydi.” “Gezdiğim bu dünyalardan birindeki zaferan topraklı olan benim için büyüleyici idi.” “Bu yerin insanları dost canlısı ve sevgi doluydu. O yerde, bir meyve kopardığımda hemen yerine yenisi büyüyordu.” “O yerde kimi sakinler binaları düşünce gücüyle yaparken, kimisi bize benzer araçlar kullanıyordu.” “Buranın sakinleri sanki topraktan bitiyor gibi doğuyor.” “Burada, ulaşım araçlarının hızına insan gözü yetişemiyor ve burada gördüğüm renkler dünyamızda yok.”
Tabi ki bu kadar değil. Dahası da var. Vefatı ve mezarı, başlı başına bir yazı konusu ama köşem bu kadar. Son bir şey eklemek isterim. Sizce Muhyiddin İbnü’l-Arabî Mars’a gidip, gelecek nesiller için bir imza mesaj bırakmış olabilir mi? (Not: Bahsettiğim kitapları satın alabilirsiniz. Bu arada söz konusu işaretli bölgeyi Google Mars uygulamasından sizde görebilirsiniz.)
Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin Mars’ta görünen Mesajı Olduğuna inanılıyor. “Selam” Yazıyor.