Dünya, insanlık tarihinin belki de en acımasız dönemlerinden birini yaşıyor. Günümüzde savaşlar, çatışmalar ve acılar, katliamlar her geçen gün daha da artıyor. Ne yazık ki, bu karanlık tabloda en acımasız olanlarından biri de Filistin topraklarında yaşanıyor. İsrail'in, Filistin halkına karşı uyguladığı vahşet, artık tüm insanlık vicdanını yaralayan bir soykırıma dönüşmüş durumda. Bu zulmün arkasındaki tek bir isim ise, netanyahu.

Filistin halkı, özellikle kadınlar, çocuklar ve yaşlılar, her gün ölümle burun buruna geliyor. Katlediliyor. İsrail, Filistin topraklarını işgal etmek ve bu topraklarda egemenliğini pekiştirmek için, masum sivillere yönelik ölümcül saldırılar düzenliyor. Ancak burada asıl suçlu, tüm İsrail halkı değil, (İsrail halkının bir kısmı da sudan çıkmış ak kaşık değil bu arada) netanyahunun kişisel iktidar hırsı. Bu insanlık dışı saldırıların ardında, netanyahunun kendi geleceğini güvence altına alma çabası yatıyor. Ölümsüz ya kefere!!! Birde, o mu ABD’nin tasmasını tutuyor, ABD’mi onun. Daha önce duymadığınıza inandığım sıra dışı bir yazı dizisiyle, it iti ısırmaz felsefesine uygun birbirlerinin katliamlarına yardım eden ABD’yi, geniş bir açıdan kaleme alacağım için onu bir kenara bırakıyorum şimdilik.

netanyahu, yıllarca süren çatışmalarda, her fırsatta Filistinli çocukların, kadınların kanını akıtmış, masum insanların hayatını hiçe saymış kanı bozuk bir lider olarak tarihe geçiyor. Diğer İsrail liderleri gibi. O, insan hayatını, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini sadece birer rakam olarak görüyor. Filistinli çocukların, kadınların ve masumların gözlerinde acı ve korku görmek, onun için sadece bir işgalci stratejik hedefinin parçası. Ancak bu zulüm, tarihteki diğer tüm katliamlarla aynı şekilde, unutulmayacak.

Unutmayalım ki, burada suçlu olan, halklar değil, o halkların kaderine hükmedenlerdir. Filistin halkı, kendi topraklarında haksızca varlıklarını sürdüren bir işgalin pençesinde yaşamaya çalışıyor. Onların tek suçu, kendi vatanlarında özgür ve barış içinde yaşamaya istekli olmaları. netanyahu ise, bir barış sağlamak yerine, kendi çıkarları uğruna masumların kanını dökmeyi, kan ve gözyaşıyla beslenmeyi tercih eden bir vampir.

Artık YETER! Dünya, bu soykırıma sessiz kalmamalı. Her bir insan, her bir insan hakları savunucusu, her bir adalet arayıcısı, her ülke, her lider, özellikle de Arap toplumunun sözde liderleri… YETER! netanyahuya karşı sesini yükseltmeli. Filistin halkının yanında durmalı ve bu katliamı durdurmak için her yol denenmeli. Çünkü unutulmamalıdır ki, bir insanın özgürlüğü, tüm insanlığın özgürlüğüdür. netanyahu, Defol!

Sonsuza kadar hatırlanacak olan bu zulme karşı susmak, bu zulme göz yummak, tüm insanlık adına büyük bir ihanettir. Şimdi, sesimizi yükseltme ve bu soykırıma dur deme zamanı geldi ve geçiyor. Filistin halkı yalnız değildir! Barış, özgürlük ve insan hakları için birlikte mücadele edelim!

“O masumların, çığlıkları mahşerde, susanlardan, unutanlardan, olanlardan bir haber yaşayanlardan da hesap soracak.”

Anlamıyorum:

Hangi dine mensup olursa olsun ister semavi ister batıni din, ya da dinsiz, ateist, deist vs. fark etmez her yaşayanın kabul ettiği ortak bir gerçek vardır ki; o da her kes bir gün ölecek. Yahu ister soğana tap ister havuca fark etmez. Öleceksin. Birçok dinde Yaratıcı kavramı, cennet, cehennem var. Hesap var. Allah’ın varlığını inkâr eden aklı evvellerin, dediği saçma sapan fikirlerindeki gibi yoksa sorun yokta, Ya Varsa… Ki Var. İman ediyoruz Elhamdülillah.

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim Maide Suresi 32. Ayette “…Masum bir insanı öldüren, tüm insanlığı öldürmüş gibidir...”, diyor. Bir insan… Ayet, bir insan için diyor… Ya bunca işkence, katliam! Ulan ne yiyor ne içiyorsunuz siz… Genetiği bozulmuş domates gibi, insanlık dışı, hayvandan aşağısı kişilik bozukluğu gösteren, sapkın ruh hastaları… netanyahu, eset vd.

Yeminle, an-la-mı-yo-rum. Nasıl bir dünya imiş, nasıl bir dünyalık, makam, mevki, para, güç sevgisiymiş, nasıl bir nefsmiş… Hiç mi vicdan yok sizde?

“Allah’tan Allah var. Allah’tan MAHŞER var.”

“Allah’tan Cehennem var. Cehennem de boşuna yaratılmadı.”

Eyvallah!

Bekir AYDOĞAN