Fransız Tarihçi Albert Sorel; Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri kutuplar, diğeri Türkler.”, demiştir.

       İtalyan romancı, hikâye yazarı ve şair Edmond De AMICIS “Türk'ün şefkat ve insaniyet duygusunu inkâr mümkün değildir. Bu duygu insanı atalete sevk edip sefaleti artırmakla beraber, teşkilatı düzensiz bir toplumun bir derdine tek çare demektir. Türk ırkının soyluluğunu gösteren diğer duygular, yani en küçük iyiliklere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu... büyük bir nezaketle yapılan konukseverlik adeti ve hayvanlara bile saygı alışkanlığı gibi faziletlerin inkârı da mümkün değildir.”

     Biz Türkler hakkında söylenmiş sözlerle neden başladığımı tahmin edersiniz. Suriye’deki gelişmelerle ilgili tabi ki. Suriye konusunda biraz geri götüreyim sizleri. 2010 yılında Arap ülkelerinde başlayan “Arap Baharı” adı verilen özgürlük hareketlerinden ilk etapta, Libya, Tunus, Yemen, Bahreyn ve Suriye etkilendi. Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali, Libya'da Muammer Kaddafi, Mısır'da Hüsnü Mübarek ve 2012'de Yemen'de Ali Abdullah Salih devrildi. 

     FasIrakCezayirLübnanÜrdünKuveytUmman ve Sudan'da sürekli olarak sokak gösterileri gerçekleşti. CibutiMoritanyaFilistinSuudi Arabistan ve Batı Sahra'da ise küçük çapta protestolar meydana geldi.

     Suriye’de, halkına yıllar boyu büyük acılar yaşatan Esat’a karşı, 15.Mart.2011 tarihinde, Dera kentinde bir grup ilkokul öğrencisinin okulun duvarına onu kastederek “Ey doktor, sıra sana geldi.”, diye yazmasıyla başlayan halk ayaklanmaları sonucu, 26. Mayıs.2011’de rejim ordusu Dera ’ya girdi. Katliamlar başladı. 30.Haziran. 2014 tarihinde DEAŞ sözde hilafet ilan etti.  Mart 2015 tarihinde İdlib muhaliflerin eline geçti. 30. Eylül’de Rusya Suriye’ye müdahil oldu. ABD ve İran ne zaman müdahil oldu meçhul. 24.Ağustos.2016 tarihinde Türkiye Fırat Kalkanı harekâtını başlattı. Fazla uzatmayayım. Devamındaki olaylarla bu günlere geldik.

      2022 A.A. verilerine göre 6,6 milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. 3,5 milyondan fazlası Türkiye’ye sığındı. 14 milyon sivil insani yardıma muhtaç hale geldi. 6,7 milyon kişi ülke içinde yer değiştirdi. Resmi rakamlara göre rejim tarafından kendi halkına 217 kez kimyasal silahlı saldırı gerçekleştirildi. 350 bin ölümleri teyit edilen infaz gerçekleştirildi. 14 Bin 449 kişi rejim tarafından işkence ile katledildi. Bunlar 2022 verileri ve resmi rakamlar ki, bugün saldırıların, eziyetlerin, işkencelerin, ölümlerin, katliamların sayılarının bunun kat ve kat üstünde olduğu zaten görülüyor.

      İnsan hayatının istatistik ve sayılarla verilmesi benimde kanımı donduruyor. 1 kişinin bile ölümü, öldürülmesi, işkence altında katledilmesi, tecavüzler, soysuz, onursuz, haysiyetsizcedir. O işkencelere maruz kalanların, katledilenlerin, yakınlarının travmasını anlatacak, hiçbir kelime yok. İnsanlar, ülkelerini, kurulu düzenlerini, akıp giden hayatlarını, şehirlerini, mahallelerini, sokaklarını, evlerini, işlerini, aşlarını hatta sevdiklerini bırakıp oradan sığınmacı olarak sonu karanlık bir meçhule gönüllü gider mi? Gitmez. Ama barış ve huzur ortamı sağlandığında geriye gönüllü döner mi, döner. Misafir ettiğimiz tüm Suriyeli kardeşlerimizin tam da durumu bu.

       Gelelim, 13 yıllık savaş 12 günde nasıl bitti konusuna. Bu kadar geniş bir coğrafya da bu nasıl başarıldı sorunsalının cevabına. Bir adam, aracı için bir ustaya gider. Arızayı söyler. Usta bakar. 3-5 dakika sonra sorunu çözer. Adam borcunu sorduğunda ustanın istediği para karşısında kızar. “Ustam altı üstü 5 dakikanı almadı. Bu ne ya!” Usta güler ve cevaplar. “40 yıl artı 5 dakika.”

      Rus Komutan Çarnayev “Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekâsı vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupa'nın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı.”

     Kadim Türk aklı ve köklü Türk Tarih bilinci ve zekâsı. Evet 12 günde bitti. 8 bin yıl artı 12 gün. (Bilinen Türk Tarihi 8 bin yıllık bir maziye sahiptir.)

     “Tarihi Türkler yazar, diğer milletler okurlar.”

Eyvallah

Bekir AYDOĞAN