Suskunluğumuzun, acizliğimizin, işe yaramazlığın psikolojisi altında iken her bir askeri, her bir metrekaresi zulümle kapkara olmuş vicdanıyla Siyonist İsrail'in yaptıklarını görünce/izleyince ciğerimiz yanıyor.

Bir hıçkırmak, bir ağlamak kaplayıversin yüreğimi diye çaba sarf etmeme gerek kalmıyor artık.

Gündelik işlere devam ederek böyle acıyı yaşamak, hayatımızı mutsuzluk kaplıyor.

Gazze'deki Müslümanların görmüş olduğu zulüm karşısında manevi olarak bir şeyler yapabilmek için Müslümanlar, Fetih ve İnşirah sureleri ile Felak-Nas surelerini okuyup ferahlamak istiyorlar.

Bu anlamda “amene’r-rasulü” kelimeleri ile başlayan Bakara suresinin son iki ayeti, Miraç’ta Efendimiz (sav)’e ikram edildi.

Zaman aynı zaman değil, mekan aynı mekan değil ama ruh halimiz  ve içinde bulunduğumuz vaziyet birbirine çok benziyor.

O sebeple son iki ayeti okuyup anlamı üzerinde derinleşmek amacıyla dinledik dün akşam Yedihilal derneğindeki muhabbeti.

“Amene: iman etti.” Rabbimiz peygamberinin ve müminlerin imanına şahitlik ederek başlıyor bir kaç cümleyi barındıran ayet.

Ve bir kesin yargıyla, alemlerin Rabbi Allah'a, aralarında fark gözetmeksizin gönderilen peygamberlere ve müminlere indirilen kitaba ve haber verilen meleklere iman ettiklerini beyan ediyor.

“Duyduk ve bu duyduklarımızı kavrayarak itaat ettik dediler.” “Duyduk ve isyan ettik” diyen inkarcıların aksine.

Kalpte hissedilen her ne varsa dille ikrar edip tüm inanmışlığıyla hayata aktardık dediler.

İnsan için bundan daha değerli bir şahadete/şehitliğe  gerek yoktur sanırım.

Allah'ın onayladığı ve kabul ettiği bir imanı, hayatının merkezine koymuş bir insan için bu dünyada yaşamakla yaşamamanın arasında bir fark yoktur.

Diğer ayeti kerime...

Allah'ın ne kadar adil olduğunu ifade eden hakikatli kelimelerdir bunlar.

Bir yönüyle Allah'ın adaletini, diğer yönüyle yaratılmışların gücü ve imkanının gerçekliğini haykırıyor.

“Hiç kimse gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü tutulmaz.” İmkan neyse imtihan da ondan.

Bu “gücünün yetmediği ile sorumlu tutulmaz” kelimesi insanın bilinçli bir şekilde yapıp ettiklerine yani kazandığıyla bağlantılıdır.

Ama, hayır; ama, şer. Yani güç getirebileceği her şeyi ortaya koyan Allah, insanın iradesine de bir kapı aralıyor, işaret ediyor.

Çerçeve şartlar  Ona; içerikteki yapılanlar kullara ait.

AHMET TAŞTAN