Yenidoğan kavramı, bebeğin  yaşamının 28 günlük sürecini ifade eder. Bu süre; sağlık açısından en riskli kabul edilen dönemdir. Hastane ortamı, enfeksiyona açık kabul edilen, yenidoğan için riskli bir ortamdır.  Anne doğum yaptıktan sonra en erken dönmede taburculuğu sağlanması gerekmektedir.

Tabi her şey yolunda olan yenidoğanlar için durum böyleyken, özel bakım ve tedavinin yapılması gereken, bir sağlık sorunuyla ya doğuştan yada 28 gün içerisinde ortaya çıkan bir sağlık problemiyle karşılaşan bebeklerin, en kısa sürede hastaneye tekrar yatışı yapılması gerekmektedir.

Bu durumlarda, özel ve sürekli tıbbi bakıma ihtiyacı olan yenidoğan; Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’ ne (YYBÜ) kabul edilmektedir. Yenidoğan Ünitelerinin düzey tanımlamaları ülkeden ülkeye bazı değişiklikler göstermekle birlikte, her ülkenin kendi ulusal standartlarını geliştirmesi önerilmektedir.

Yenidoğan servislerinin düzenlenmesi, toplumdaki doğurganlık hızı, yıllık nüfus artışı, hasta yenidoğanın özellikleri ve yenidoğan ölüm  oranlarına göre; I. ,II. , III.Ve IV. Düzey veya I, II, IIIA, IIIB, IIIC olarak yapılmaktadır. İyi bir YDYBÜ en son tedavilerin uygulandığı, hasta bakım ve tedavisinde ailenin de yer aldığı bir yapı içinde olmalıdır.

  Kuvez in ilk kullanılmaya başlama tarihi Paris de bir hastane de 1878 yıllarına denk gelmektedir.  Bu alanda ilk kullanılan isimler, Küvöz- İnhinitör-İsolette İzolasyon türkçe karşılığı izolasyon, kuluçka, ayrılık anlamına gelmektedir.

Neden ayrılık, anne mikrop taşıdığı için bebekten ayrılması gerektiğine savunulmaktadır. Sonra formül mama ortaya çıkıyor. Anne den uzaklaşan bebekleri bir şekilde doyurmak gerekiyor. Geçen yüzyılın formül mamayla geçmesinin sebebi de bu aslında. 1900’lü yılların başında bu işin ticareti oluşmaya başlıyor.

 Reklam fotoğrafların da küvezler için de olan yenidoğanlar paylaşılıyor. 1970’ lerde erişkine uygun cihazlarla ileri teknoloji kullanılarak YYBÜ’ leri oluşturulur. 1980 lerden sonra artık tıp dünyasında yenidoğanın duyguları olan, ağrı duyan bir insan olduğu farkındalığı oluşmaya başlıyor. Yapılan çalışmalarda anneden ayrılan yenidoğanın,   nörogelişimi olumsuz olarak etkilendiği ortaya çıkıyor.

Bunun sonucunda yüksek teknolojili YYBÜ’lerini acaba ziyarete açsak mı? düşüncesi oluşuyor. Buna bağlı olarak bazı kuramlar ortaya çıkıyor Kanguru Bakımı, Anne sütü ve Emzirmenin önemi, NİDCAP(Bireyselleştirilmiş destekleyici gelişimsel bakım)ve en sonunda hepsini içine alan Aile Merkezli Bakım Kuramı ortaya çıkıyor. Aile Merkezli Bakım çok kapsamlı bir kavram olarak, tıp dünyasına giriyor ve içi doldurulmaya başlanıyor.

Amerika da bir üniversitede oluşturulmaya çalışılan Aile merkezli  YYBÜ inde, aynı oda içerisinde bebeğin küvezi ve anne ; ama yine anne istediği zaman bebeği kucağına alamamaktadır. Anne bebeğini görmüş olsa da ziyaretçi konumundadır.  Bebeğin güvende olduğunu hissetmeye en çok ihtiyacı olduğu zaman da anneden yine ayrı kalmaktadır.

Aile Merkezli Bakım da,  solunum desteğine  ihtiyacı olan bebeğe bile, ailenin banyo yaptırabilecek nitelikte olması, yani küvezin olmadığı aile ve  bebeğin aynı odada olduğu bir ortam sunmak amaçlanıyor.

Ailenin kanguru bakımını kendisinin yaptığı, NİDCAP’ ı kendi uyguladığı, anne bebeğini kendi emzirdiği tam anlamıyla bakımın aile tarafından uygulanması anlamına geliyor. Ailenin ev sahiplerinden biri olması, annenin ve bebeğin huzursuzluğunu gidermek, babayı da bebek bakımına katmak, annenin çaresizliğini ve üstünde ki yükü azaltmak amaçlanıyor.

   İsveç de bir üniversite hastanesin de, aile için ayrılan odada bebeğe verilen bakım üzerinden yapılan çalışmalarda, avantajlar ve dezavantajlar incelenmiştir.

Hastane enfeksiyonlarında azalma görülmüş, çevresel uyaranların kontrolü sağlanmış, el yıkamak için alanlar sağlanmış, emzirme için rahat bir ortam hazırlanmış, aile memnuniyeti artmış, taburculuk daha hızlı gerçekleşmesine karşılık, bu alanların sürekli kontrolü için fazla sayıda çalışan, ailenin gözü önünde işlemlerin yapılmasında yaşanan zorluklar, ailenin dış ortamdan izolasyonu, yüksek maliyet ve streste artış görülmüştür.

Ülkemizde  Aile Merkezli Bakım uygulayan YYBÜ’sine sahip üniversite hastaneleri sınırlı sayıdadır. Bu modelin uzun yıllardır uygulandığı,  Uppsala Üniversitesinde,  iki türlü oda dizayn etmişler, bazı odalar aile odaları olarak, bir tanede açık salon içerisin de bireyselleştirilmiş bakım alanları oluşturmuşlardır. 30 haftanın üstü kesinlikle küveze konulmuyor, ek alanlar mutfak, salon ekip dinlenme alanları mevcuttur.

 Bilim Kurgu kitaplarında yada senaryoların da olurya, insanlık için çok önemli bir buluşa imza atılır. Herşey çok  güzel tam istenilen gibidir. Taki bu buluş kötülerin eline geçinceye kadar.  Aile  Merkezli Bakıma ülkemizde de tüm hastanelerde en hızlı bir şekilde geçilmesi temenisiyle…

UZMAN HEMŞİRE NESLİHAN ERDEM