Merhaba İnegöl'ün güzel insanları! 
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
 

İnegöl’ün güneydoğusunda, Domaniç Dağları’nın kuzeybatı ucunda, Akçasu Vadisi’nin İnegöl Ovası’na açıldığı bir bölgede konumlanmış olan Ortaköy, doğanın cömertliği ve tarihin görkemini bir arada sunuyor.

Hem ovada hem de vadi tabanında yer alan köy, zengin bitki örtüsüne rağmen orman köyü olmaktan çok, tarım ve ziraatla özdeşleşmiş bir yerleşimdir.

Ortaköy’ün kökeni, Osmanlı’nın kuruluş yıllarına kadar uzanır. Köy sakinleri, mahallî dilde "manav" olarak anılmaktadır. Bu terim, "ilk yerleşik düzene geçen Türk" anlamına gelir ve köyün, Osmanlı’nın ilk dönem yerleşimlerinden biri olduğunu vurgular.

İnegöl’e yalnızca 7 kilometre uzaklıkta bulunan köy, Hamamlı, Alibey, Deydinler, Muradbey ve Konurlar köyleriyle çevrilidir. 1990 yılında nüfusu 711 olan köy, 2000 yılı nüfus sayımında kadın ve erkek eşit dağılımla toplam 766 kişi olarak kaydedilmiştir.

Ortaköy, tarihî İnegöl-Domaniç bağlantısını sağlayan eski yörük yolunun üzerinde, stratejik bir noktada bulunur. İnegöl’den yola çıkanların ilk molalarını verdikleri Hacıkara-Göller yöresindeki Dikilitaş-Kademi Çeşme’ye ulaşmadan önce geçtiği bu köy, konumu nedeniyle "Orta Köy" adını almıştır.

Ancak köyün ilk adı "Karacapaşa Köyü"dür. Fonksiyonuna uygun isimlendirme, tıpkı İnegöl ve Maden Köyü arasında yer alan ve "ara köy" anlamında Diyadin adı verilen Deydinler Köyü gibi bir mantık taşır.

Ortaköy’ü eşsiz kılan, köyün adeta simgesi hâline gelen Karacapaşa Kervansarayı’dır. Yapının bânisi, Fatih Sultan Mehmed devrinde Rumeli Beylerbeyi olan Dayı Karacabey’dir.

Dayı Karacabey, İstanbul’un fethine katılmış ve 1463 yılında Belgrad Kuşatması sırasında şehit düşmüştür. Kervansarayın yapımı, 1455 yılı sonrasına tarihlendirilmektedir. Ancak bazı araştırmacılar, bu yapıyı 14. yüzyıl sonlarına tarihlendirir.

Kervansaray, 1982 yılında oldukça yıpranmış ve ağıl olarak kullanılmıştır. Dış köşeleri kısmen, kapı kemeri ve iç ocak nişleri ise büyük ölçüde zarar görmüştü.

Daha sonra iç mekân, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün izniyle mantar üretme çiftliği olarak kullanılmıştır. Ancak bu süreçte bazı gelişi güzel tamiratlar yapılmış ve yapının özgün dokusu zarar görmüştür.

2008 yılında yapılan restorasyon çalışmalarıyla, kervansarayın büyük bir bölümü yeniden hayata kazandırılmıştır.

Üst kısmı eksik olsa da yapılan çalışmalar, bu tarihî yapının bölge halkına yeniden hizmet sunmasını sağlamıştır. Tarihe tanıklık eden bu yapının ayağa kalkmasında emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir.

Ortaköy, günümüzde de tarım ve ziraatla geçimini sağlayan bir köy olarak dikkat çeker. Her türlü sebze ve meyve yetiştirilen köyün özellikle beyaz kabağı meşhurdur.

Köyün sosyal tesisleri arasında tarihî Karacapaşa Kervansarayı, cami, okul ve hamam yer alır. Tarımsal zenginliğinin yanı sıra tarihî ve kültürel kimliğiyle Ortaköy, İnegöl ile Domaniç arasındaki tarihî bağın en önemli halkalarından biridir.

Tarihin derin izlerini taşıyan Ortaköy ve Karacapaşa Kervansarayı, geçmişten bugüne bir kültür mirası olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.

Doğanın ve tarihin kucağında yer alan bu köy, bir ziyaretçiye hem huzur hem de tarih bilinci sunan eşsiz bir durak olarak öne çıkıyor. 

Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!