1

Kuyuya attığı fikir tepesinde;

Önceden elleriyle tutup fırlattığının pençesinde:

Yakalamakla kayıp olmuş zaman, keskin uçları vermiyor aman

Kaçabilecek son deliği buldu da, aklı fikri  kuyudakinin sesinde:

Senide kuyuya atsam oluruz denk

Bizdeki fark tecrübe, değil renk

Silahını doldurduysan geri çek

Harcayabileceğin benim tek, banada işlemez mermi

Ben attım bende parçaladığın her bir dilimi

Biri kaldı ondan tutamıyorum dilimi

Çünkü sen girmiştin içime intikamımın çabukluğuyla çalmadan zilimi

2

İçimde gezinen fırtına yüzüme vuruyor

Girdabına çekildiğim bir hayal beni koruyor

O da karaya çıkmadan gerçekle doluyor

Çıkacak çıkmasına ama umutlar yeşereceğine daha da soluyor

3

Ezilen vicdan toparladığında kanat kesilir;

Takıp, boşluğa uçmak ister insan

Boşluğa her daldığında insan karanlığa daha da çekilir

Karanlığın içinde yok sözlerimi anlayacak lisan

Var mı sözlerimi anlayacak lisan

4

Kendi ellerimle tutunduğum tek sancak içime kayıyor, batacak

İçimde sarhoş şeytan fısıltıları ayıyor, gür sesine benide katacak

Belki sancağı hiç beklemediğim fırsata satacak

Ben fırsatın içinde sallanırken, o sarhoş, yeniden yatacak

Uyandığı zaman adımını sonuma atacak

5

Mutluluğuma vuran dalgaların suyun durgunluğundan eseri yok

Durgunken üzerimden geçen dalga çok

Ben alevlenince isyanıma burnunu sok

Alacağın sadece burnuna birazcık koku, ruhum tok.

6

Aklıma açtığım kapılardan boşluk sızıyor

Sonuçların keskin cevabı sorularıma kızıyor

Anılarım sadece sonları yazıyor

Aptallar düşeceğimi bilse de sonları daha derine kazıyor

7

Köprülerimnden bir bir vaat akıyor

Bütün hayaller çıkamayacakları karaya bakıyor

Dümen yine kaynayan fesatlıklarına takıyor

Sapmasın diye fikrini mum gibi pastasına çakıyor

Mum kötülüklerin arasında eriye eriye yine karanlıklarını yakıyor

 

Ahmet Seyfettinoğlu

İnegöl Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi 11/B sınıfı öğrencisi