1998 yılında ben Bursa da böbrek ameliyatı oldum ve doktor bana 40 gün istirahat raporu vermişti. Babamda İnegöl deydi.

Kasım ayıydı. Ben evde istirahatta olduğum için yanıma geldi ve bir aydan fazla bizde kaldı ve bütün günümüzü beraber geçirdik.

Biz de ve eşim özellikle ve çocuklarım elimizden geldiğince kendisine çok iyi baktık. Bizden çok memnun ve razı kalmıştı. Hepimize ve özellikle bana aynen şöyle dua etmişti-Oğlum bana çok iyi baktınız çok hizmet ettiniz Allah sizden razı olsun Allah her işinizi rast getirsin ve ayağınız taşa değmesin demişti.

Sonra ben iyileşince bir bayram onu bütün akrabalarımın bulunduğu İnegöl e götürdüm. Beraber bayramı İnegöl de akrabalımda geçirdikten sonra tekrar Balıkesir e dönecektik.

Ancak o döneceğimizden bir gece öncesi bir rüya görüyor -artık rüyada ne gördüyse-  sadece annemi gördüğünü söyledi o kadar, ne yaptımsa onu tekrar Balıkesir e gelmeye razı edemedim ve birkaç gün sonra memlekete uğurladık.

Ben sonra yine gelir diye düşünürken o artık neler hissettiyse giderken sanki bir daha göremeyecekmiş gibi herkesle helalleşmiş,  herkesten helallik alarak köye gitmişti.

 Köyde iki ay ablamlar da hasta yatmıştı, durumu iyice ağırlaşınca kendi evinde bile kalamamıştı. O şekilde hasta yatarken sık sık ablamları telefonla arıyor hastalığı hakkında bilgi alıyordum.

Ağbim, ablamlar hepsi başındaydı, evladı olarak bir ben dışarıdaydım ve görevli olduğum için gidemiyor ve ancak telefonla durumunu takip edebiliyordum. Nihayet 1999 yılı Şubat ayına varmıştık.

Bir akşam evin telefonu çaldı, korkuyla açtım, arayan ablamdı.-Kardeşim babamın durumu hiç iyi değil istersen, gelebilirsen iyi olur babamı belki son bir kez görebilirsin dedi.

Çok üzüldüm ve sabahı zor ettim. Ertesi gün ilk işim izin almak oldu ve hemen yola çıktım ama Balıkesir nere Artvin nere Rusya sınırı nere. Ülkenin bir ucundan öte başı gitmek öyle kolay mı.

İlk arabayla yola çıkıp ertesi gün öğleye Rize ye ancak varabildim. Orada araba beklerken tekrar telefon açıp babamın durumu sorunca iyice kritik olduğunu söylediler.

 Hemen ilk vasıtayla Artvin e yola çıktım. Rize de telefon ettiğim sırada babamın vefat ettiğini sonradan öğrenecektim. Artvin e, Şavşat a ve köye varmam akşamı bulmuştu.

Babam hastayken hep ablamlar da kalıyordu, baktım onların evi kapalı ve bizim evimiz açık ve ışıkların tamamı yanıyor.

İster istemez aklım kötü şeyler geliyor ama gönlüm el vermiyor, babama kötü durumu konduramıyor, biraz sonra karşılaşacağım acı gerçeği kabullenemiyordum.

Eve doğru yaklaştım, yolda,  evin balkonunda karşılayan yakınlarımın-Hoş geldin seslenmelerini hiç duymuyorum bile. Bir an önce içeri dalıp babamı görmek istiyorum.

ASLAN TORUN