Kasım Efendi Camii civarında kesişen yollar: İrmiyâz adıyla anılan ve askeri nitelikli yaya birliğinin atış talimlerini yaptığı yer de bu yol üzerindedir. Orhan Gazi’nin İnegöl-Merkez Zaviye ve Tekkesi için tahsis etmiş olduğu hizmet dirliği olan İldeniz çiftliği de yine bu yörededir. İlerdeki bahislerde görüleceği üzere Kasım Efendi adına kurulacak tekke ve zaviye de yine bu yol üzerinde olacaktır.
Halk arasında-gününüzde- Sırnaz Dedesi olarak tanınan Genceli Ali Dede,Turgut Alp’in emniyet ve güvenlik elemanları arasında yer almıştır.Bulunduğu tepeden, İnegöl’ün üzerinden geçecek, sineklerin dahi görülme imkânı vardır. Şu husus, kesin olarak bilinmelidir ki yerleşim alanı itibari ile, fetih sonrasındaki İnegöl, çok küçük bir köy hüviyetindedir. Yerleşim, sadece höyük üzerinde olmuştur. Bir diğer ifadeyle yapay-tedepe üzerindedir.
Günümüzdeki çifte hamamların bulunduğu saha, yerleşim alanının merkezidir. Bu nedenle Yıldırım Bayezit, 1396’da Cuma camii’ini, meskûn mahallin kıyısına inşa ettirirken hamamını, zaviye ve tekke ile bağlantılı olarak yerleşim alanının ortasında inşa ettirmiştir.
Cuma Camii’inin çevresinde oluşan mahalle ise daha sonraki yıllarda 1396 yılından sonra teşekkül etmeye başlamıştır. Günümüzde Kırcalı Camii’nin ve İnegöl San’at Okulu’nun bulunduğu sâha, fethin ilk yıllarında kervanların konduğu Nakkârezen Çiftliği’dir ki burası, uzun yıllar, kervan-konaklama yeri olarak değerlendirilmiştir.
Ancak 1727 yılında Küçük Cafer Paşa, Beylik Hanı’nı inşa ettirince burası, Sinanbey mahalle mezarlığı olmuştur. Kuruluş yıllarında İnegöl coğrafyasının, yönetim, denetim ve ekonomik açıdan değerlendirilmesine gelince şu durum gözlenmektedir.
Genel anlamda yönetime Turgut Alp, hâkim olmakla birlikte oğlu İlyas Bey ile Osman Bey’in oğullarından Pazarlu ve Çoban beylerin de etkili ve de yetkili oldukları, tahrir defteri kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Söz gelimi: Günümüzdeki Yenice Beldesi, padişah hassı olarak, Çoban Karyesi adıyla tahrir defterlerine işlenirken Saâdet Köyü de doğancı başı tahsisi şeklinde Demirci Pazarlu adıyla tescil edilmiş görülmektedir. Pazarlu Bey kızı Bula Melek ile oğlu Has Murad’ın, Bahâriye ve Muratbey köylerinin bulunduğu arazilerde ilgilerinin olduğu gözlenmektedir.
İnegöl Ovası’nın değerlendirilmesine gelince: çevredeki dağlardan ovaya inen bütün akar sular, ark ark ve kanal kanal ayrılarak etraflarına pirinç ekilmiş; böyle bir uygulama ile sulak ve batak arazi, rasyonel ölçüler içinde verimli bir şekilde değerlendirilmiştir.
Ayrıca günümüzde Alibey Köyü olarak bilinen yerleşim alanı,“Susığırı / Manda” yetiştirme merkezi olarak değerlendirilmiştir.
Adabînî / Alanyurt yöresi ise “Sığırtmaçlı Karyesi” adıyla vakfiyelerde tescili yapılmış ve buralarda da – geniş çapta - büyük baş hayvanı / kara sığırı, yetiştirilmiştir. Yenice, Akıncılar ve Kozören köylerinin bulunduğu yörede de beylik koyun sürüleri yayılmıştır.
Değerli okuyucum! Osman Bey’in iktidarında ve Turgut Alp’in yönetimindeki İnegöl’ün sosyal ve ekonomik portresi kısaca böyledir.
Recep Akakuş Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar