İlgili bahislerde işaret edildiği üzere kurulduğu günden bu yana İnegöl, 1885- 1926 yılları arasındaki dönem hariç, yönetim ve denetim açısından Bursa’ya bağlı olarak hayatiyetini sürdürmüştür.
Bu nedenle bazen geçmişte “Bey–Şehri” olarak nitelenen Yenişehir’in arka bahçesi olmuş ise de - coğrafî konumundan dolayı – çok kerre Bursa’nın arka bahçesi olarak değerlendirilmiştir.
Bu nedenle olsa gerektir ki yörenin şöhret sahibi “Beyi”, “Ağası” ve “Kahyası” çok olmuş; buna karşın şöhret sahibi “Âlimi” ve de “Ârifi” az olmuştur.
1299 yılında Turgut Alp eliyle İnegöl fethedilince bu yörede yönetim, Turgut Alp, oğlu İlyas Bey, Osman Bey’in oğlu Pazarlu Bey ve Çoban Bey’in elinde şekillenmiştir.
Bu durum, yaklaşık olarak 1389 yılında gerçekleşen Birinci Kosova Savaşı’na kadar devam etmiştir.
Birinci Kosova Savaşı’ndan sonra dördüncü Osmanlı hükümdarı
olarak iktidara gelen Yıldırım Bayezit’in Amasya beylerinden Şad geldi Âilesine mensup İsa Bey’e ve Sungurzade Âilesine mensup Yahşi Bey’e İnegöl coğrafyasından dirlik tahsis etmesi ile İnegöl coğrafyasında yönetim, Amasya kökenli beylerin eline geçmiştir.
İlerki yıllarda bu beylerin ahfadı olan İshak Paşa ve Hamza Bey’in İnegöl coğrafyası üzerindeki derin etkileri asırlar boyu sürecektir. Bu derin etkilerin işaretleri, günümüzde bile görülmektedir.
Bu nedenle Anadolu coğrafyasında İnegöl’e kardeş olacak ilk şehir, Amasya şehri olmalıdır. Diğer yandan Rumeli coğrafyasında İnegöl’e kardeş olacak ilk şehir, Selanik’tir. Çünkü İnegöl’e tarihî süreçte en büyük yatırımı yapan kişi, Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İsabeyzâde İshak Paşa’dır.
Yukarıda açıklandığı üzere bu İshak Paşa, 1469- 1471 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet’e sadrazamlık yapmıştır. 1481-1483 yılları arasında da Fatih’in oğlu Sultan II. Bayezit’e sadrazamlık yapmıştır.
Uzun yıllar Selânik valisi olarak görev yapan İsabeyzâde İshak Paşa, İnegöl’de tesis ettiği hayrî eserlerin bir benzerini de Selanik’te gerçekleştirmiştir.
Muhterem eşi ve Kastamonu beyi İsfendiyar Bey’in kızı Sultan Hatun, dâimi olarak İnegöl’de ikamet eylediği için İshak Paşa, ölümünden sonra nâşının, sağlığında İnegöl’de inşa ettirmiş olduğu imaret civarında yapılacak bir türbeye defnedilmesini vasiyet etmiştir.
Nâşının defni ile ilgili vasiyeti gerçekleşmiş ise de –siyâsî konjöktör gereği- adına türbe yapımı ile ilgili vasıyyeti, yerine getirilememiştir.
Amasya kökenli İshak Paşa’nın babası İbrahim Ağa olduğu için İnegöl’de İshak Paşa âilesi, “İbrahimzâdeler” diye anılmıştır.
Büyük oğlu Halil İbrahim Efendi, İshak Paşa’nın vefatından sonra, İnegöl’den ayrılarak Selânik’e gitmiş ve İshak Paşa’ya ait buradaki vakıfları ve mal varlığını yönetmiştir.
Böylece İnegöl’lü İshak Paşa âilesinin bir bölümü, Selânik’e yerleşmiştir.
Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemel Paşa da Selânik doğumlu olduğuna göre İnegöl ve Selânik şehri arasında –kardeş olma açısından- dikkati çeken bir tevâfuk görülmektedir. Bu itibarla Rumeli coğrafyasında yer alan Selânik şehri, İnegöl’e kardeş olmaya en lâyık bir şehirdir.
RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar