İnegöl her yönüyle değerli bir şehir.Türkiye ekonomisine kazandırdığı artı değerleriyle,hayırseverliğiyle barış ve güven ortamıyla hakikaten örnek bir şehir.Bütün bunların yanında yetiştirdiği değerli insanlarıyla da tebrik edilecek bir şehrimiz.İnegöl'ümüzün yetiştirdiği çok değerli insanlardan biri de şüphesiz Hikmet ŞAHİN hocamızdır(Mekanı cennet olsun).

     Hikmet hocamızı sevenlerin hatırında bir tarih var ki bunu unutmak mümkün değildir.O tarih 11 Kasım 2009.Hikmet hocamızın şehit oluşunun tarihi.Hiçbir zaman unutmadığımız ve unutamayacağımız bu tarihi  tekrar yaşadık/yaşıyoruz.O tarih, bizi ilk güne götürüyor ve unutmadığımız o anları tekrar gözümüzde canlandırıyor.

    İnegöl İmam Hatip Lisesinde ilk görevime başlamıştım. Stajyer(yeni) öğretmenlerle tecrübeli rehber öğretmenler ilgilenirdi.Şanslıydım çünkü bana rehber öğretmen olarak Hikmet ŞAHİN hocamız verilmişti.O günden sonra ben onu çok sevmiştim,oda beni çok sevmişti.Hiçbir zaman beni formalite evraklarla meşgul etmemiş, pratik hayatta bana tam bir abilik yapmıştı. Gittiği bir çok yere beni ve diğer birkaç genç öğretmeni hep beraberinde götürürdü. Hocamın sayesinde hayat hakkında tecrübeler edinmiştim. Vefatına kadar hep samimiyet ve bağlılığımız devam etti.

   Hikmet ŞAHİN hocamız bir toplum insanıydı.Oylat'a öğrencilerle geziye gittiğimizde kendi aramızda küçük bir futbol maçı yapmıştık.Oyun esnasında "Abdulvasih! Ferdi oynama ictimai oyna "sözünü söylerken de o bir toplum insanıydı.Üç dönem başarılı bir şekilde Belediye başkanlığı yaparken de o bir toplum insanıydı.Vefatı esnasında toplanan o muazzam kalabalık bile onun toplum insanı olduğuna şahitlik ediyordu.

    Hikmet hocamızın kendisine ait özel güzellikleri vardı.Gülümsemenin bir insana bu kadar güzel yakıştığını hocamda görmüştüm.Güler ve güzel bir yüzü vardı.Tatlı ses tonunu unutmak mümkün değil.Bazen bana "Abdulvasih nasılsın?"diye sorduğunda "Rehber öğretmeni Hikmet hoca olan biri hiç kötü olur mu?" diye cevap verdiğim de hep gülümserdi.Allah O'nu gülümseyerek Cennetine misafir etmiştir İnşallah.

   Hikmet hocama iki isim çok yakışıyordu.Hikmet Başkan ve Hikmet Hoca.Ama vefatında öyle güzel bir isim aldı ki bu isim diğer ikisini de geride bıraktı. 'Şehit Başkan'.Çünkü İslam fıkhına göre 'malının ve mülkünün başındayken bir zorba tarafından vurulan kişi şehittir'.

    Zaman zaman duyarsınız. Biri öldüğünde onun için "arkasında büyük bir boşluk bıraktı" derler.Belki yeri doldurulamaz anlamında doğrudur ama Hikmet hocam için farklı yaklaşacağım. "Hocam yerin doldurulmaz.Ama sen yaptığın her işi dolu dolu yaptın.Hiç eksiğin olmadı ki. Dolayısıyla arkanda hiç boşluk bırakmadın.Arkasında boşluk bırakanlar işlerini eksik yapanlardır.İster öğretmenlikte olsun,ister ticarette olsun ve ister siyasette olsun hep işlerini dolu dolu yaptın hocam".

    Geçenlerde Hikmet hocamı rüyamda gördüm .Bir kaç arkadaşla beraber hocamla yürüyorduk.Hikmet hoca bize "şu ilerideki masaya gidip oturalım" dedi. Hani rüya alemi ya, bende "Hocam bacağınız yaralı ilerisi uzak isterseniz şu yakına oturalım : dedim. "Hayır,hayır bacağımda bir şey yok" dedi.Gerçekten de sağlıklıydı.Boyu bizden çok uzundu.Ayağında kahverengi bir pantolon vardı.Yürüyorduk ve bizlere tavsiyelerde bulunuyordu.

   Hikmet beyin İnegöl İmam hatip Lisesi öğrencileri üzerinde çok emeği vardır.Hocamız İmam hatip öğrencilerine "İmam Hatip ehli" olmayı öğretti Çünkü bir yerin sahibi olmak oranın ehli olmak anlamına gelmiyor.İşte hocamız bunu öğretti.Ve hocamızın öğrencilerinden bir isteği var."İlminizi artırın ve alim olun.Alim yetiştirin".Çünkü yaşadığımız ortamın alimlere ihtiyacı vardır. Her ilin , her ilçenin,her mahallenin hatta her sokağın bir alimi olmalıdır.Öyle alimler ki:

-Ayakları kaydıran değil,ayağa kaldıran,

-Dikleşen değil ama dik duran,

-Geçmişinden mutlu ,geleceğinden umutlu,

-Gelişmeleri ve değişimleri bilen,

-Yaşadığını anlatan,anlattığını yaşayan alimler.Çünkü yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:"Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz"(Nahl-43)

   İnegöl hastane mezarlığına yolunuz uğrarsa ana kapıdan biraz ilerleyin ,sağ tarafta çamların gölgesinde yatan bir fidan göreceksiniz. İşte o zaman fatihayı ve dua etmeyi unutmayın.

ABDÜLVASİH DURAN