Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
İnegöl’ün eteklerinde, tarihi ve kültürel zenginliğiyle öne çıkan köyler, geçmişin izlerini günümüze taşımaya devam ediyor.
Bu yazıda Konurlar ve Kozulca köylerinin kuruluş hikayelerinden, köklü geçmişlerinden ve ilgi çekici detaylarından bahsedeceğiz. Bu güzel köylerin arka planını öğrendikçe, her birinin ne kadar değerli bir tarih mirası taşıdığını göreceksiniz.
Konurlar Köyü
İnegöl’ün güneyinde, Domaniç Dağları’nın eteklerinde yer alan Konurlar Köyü, Osmanlı’nın ilk dönemlerine kadar uzanan tarihi ile dikkat çekmektedir.
Osmanbey’in silah arkadaşı Konuralp’e dair işaretler bu köyün geçmişinde yer alır. İnegöl merkeze 13 kilometre mesafedeki köyün 1990 yılındaki nüfusu 492, 2000 yılında ise 469 olarak kaydedilmiştir.
Yakın çevresinde Orta Köy/Karacapaşa, Muradbey/Dereçatrı, Hayriye-Bahariye ve Hilmiye köyleri bulunan Konurlar, Osmanlı döneminde Sultan vakıflarından biri olarak kayıtlara geçmiştir ve gelirleri Bursa’daki Yeşil Türbe’ye tahsis edilmiştir.
İlk kurulduğunda timar statüsünde olan köy, 1520 yılından itibaren vakıf statüsüne geçmiştir. Köyün geçim kaynağı ise tarım ve ziraattir; aynı zamanda meyvecilik ve bahçecilik de yapılmaktadır.
Kozulca Köyü
İnegöl’ün kuzeyinde, Ahî Dağı’nın eteklerinde yer alan Kozulca Köyü, Kocadere kıyısında konumlanmıştır. Çevresinde Şıbalı, Dömez, Hamza Bey köyleri ve Alanyurt gibi yerleşim yerleri bulunur. 1990’da 520 olan köy nüfusu, 2000 yılında 527 kişiye ulaşmıştır.
Kozulca adı, Arapça "Koz" (ceviz) ve Farsça “ca” (yer) kelimelerinden türetilmiş olup, “Cevizli Bağ” anlamına gelmektedir. Bu köy, Tarihî İpek Yolu’nun önemli duraklarından biridir ve Çandarlı-zâde Ali Paşa’nın kızı İl Aldı Hatun tarafından evlad vakfı olarak tahsis edilmiştir.
Geçmişte Beyazıt Paşa’ya mülk olarak verilen köy, Osmanlı dönemi kayıtlarında İlice adıyla geçmektedir. Köyde tarihi bir köprü de yer almaktadır.
İnegöl’e yalnızca 4 kilometre uzaklıkta bulunan Kozulca Köyü, adını ceviz ağaçlarıyla süslü topraklarından alır ve tarihî dokusunu günümüzde de korumaktadır.
Köy, Osmanlı döneminde Manav olarak adlandırılan ilk yerleşik Türk topluluklarının izlerini taşır ve geçimini tarım ve ziraatten sağlar; meyve ve sebzecilik de önemli gelir kaynaklarındandır.
Konurlar ve Kozulca köyleri, İnegöl’ün zengin kültürel yapısının bir parçası olarak, Osmanlı’dan günümüze kadar varlığını sürdürmektedir. Köylerimizde yer alan tarihî mekanlar ve korunan gelenekler, kültürümüzü geleceğe taşımak adına önem taşımaktadır.
Bir sonraki yazımızda, İnegöl’ün başka bir güzelliğine odaklanacağız. Yaşam sevinciniz daim olsun!