Oysa Peygamber Efendimiz ( sav) bu konuda şöyle buyuruyor:
"Benim söylemediğimi kim bana yalan uydurursa Cehennemde ki yerine hazırlansın."
-Cebrail, falanca hazretlerine geldi, dedi ki palavraları. ( Kaynak yok,gören yok ,bilen yok).
-Ve özellikle de Hz.Ömer ( Ra),Hz.Ali (Ra), meşhur sahabiler,tanınmış mutasavvıflara atfedilen uydurma hikayeler...
( Bağlı olduğu kişi hakkında uçtulu kaçtılı menkıbeler ,rivayetler...)
Bunları sorguladığınız zaman da karşınıza 3 soruyla çıkıyorlar:
1- Yoksa inanmıyor musun?
2-Allah isterse yapamaz mı?
3-Sen eski alimlerden daha mı iyi biliyorsun?
Bir zamanlar şöyle bir reklam vardı: "Kontrolsüz güç güç değildir.PİRELLİ LASTİKLERİ".
Günümüzde de benzer söze çok ihtiyaç vardır.
Herkes bilsin ki: " Kontrolsüz DİN din değildir"..
Ancak üzüldüğümüz nokta Hadis inkarcılarına karşı gösterilen tepki Hadis uyduranlara gösterilmiyor?
Bu hikaye ve hurafeleri bir İlahiyatçı anlatsa muhtemelen afaroz ederlerdi.
Aklıma şöyle deli bir soru geliyor: Acaba, sar sarığı giy cübbeyi at atabildiğin kadar mı denilmek isteniyor.
Galiba öyle ki atmanın haddi hesabı yoktur.
Tutana aşk olsun.
Yoksa sarık- cübbe dokunulmazlığı mı sağlıyor?
İnternette, Facebook'ta din adına uydurulan hikaye ve hurafelerden sayısız örnekler vardır.
Bunlar istisnalardır demeyin.
Tam tersine doğru bilgiler istisna haline geldi.Doğru bilgi azınlığa düştü.
UNUTMAYIN:Doğru yerinden kalkana kadar yalan Dünyayı gezermiş.
ABDÜLVASİH DURAN