Öğrencilik yıllarında okuduğumuz dini kitapların etkisiyle ve de toplum ile (okul- ders yoğunluğu nedeniyle) fazla ilişkimiz olmadığı için her şeyi kitapta yazılanların aynısı olduğunu zannederdik.
Özellikle de gittiğimiz sohbetler de bize "Efendi Hazretlerini günah işlerken görseniz bile yanlış görüyorum diyerek inanmayacaksınız "derlerdi.
Bizlere bir nevi 'Beş Duyu organlarını' işlevsiz hale getirmişlerdi.
Oysa yıllar sonra 'Beş Duyu organlarının' ilim edinmenin bir parçası olduğunu ve ayette bunların bir nimet olduğunu bu nimetlere şükür edilmesi gerektiğini geç fark ettik.
" De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”( Mülk,23).
Ayrıca Asrı Saadet döneminin kıyafeti olan sarıklı, sakallı ve cübbeli olanlanları evliyaüllahtan sayar, sözlerinin doğruluğunu araştırmaya hiç mi hiç ihtiyaç duymazdık.
Ancak gel gör ki her şey şişede durduğu gibi durmuyor.
Yıllar geçip acizane biraz da araştırınca kazın ayağının hiç de öyle olmadığını gördük.( Tabbii samimi olanları tenzih ediyoruz).
Özellikle günümüzde kontrolsüz bir DİN pazarı oluştu.Hasseten sosyal medyanın etkisiyle kaynağı belirsiz uydurmalar peynir ekmek gibi alıcı buluyor.
Oysa Rabbimiz yalan atmayı yasaklıyor: "
"...yalan söylemekten kaçınınız".( Hac,30).
Peygamber Efendimiz ( sav) de Münafıklığın alametlerinden bir tanesi de 'konuştuğu zaman yalan söyleyen' olduğunu bize bildirmiştir.
Özellikle şu konularda kontrol kayboldu:
-Allah,falanca hazretlerine dedi ki (Oysa Allah derse Ayet olur.Hani Ayet, hangi Ayet?).
Rabbimiz kendisi hakkında yalan uyduranları şu şekilde uyarıyor:
"Yalan söyleyerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim vardır? İşte bunlar Rablerine götürülürler ve şahidler: "Rablerine yalan söyleyenler bunlardır" derler. Bilin ki Allah'ın laneti haksızlık yapanlaradır".(Hud,18).
-Peygamberimiz ( sav) şöyle dedi,böyle buyurdu şeklinde yalanlar.
Özellikle Peygamberimize ( sav) yalan uydurmanın çok kolay olduğu bir çağda yaşıyoruz.
(Örneğin,saç ekme ilk defa 1930 yıllarında Japonya'da yapılmış yani Peygamberimizden (sav) 1400 yıl sonra olduğu halde bu konu ile ilgili " Saç eken de ekilen de Cehennemdedir" şeklinde hadis uydurmuşlardır.
Hele bu uyduranlar biraz da Arapça biliyorsa hemen " Ez Zariu vel mezruu finnar" şeklinde Arapçasını da uydurur.
Böylece nur topu gibi yeni bir Uydurma Hadis daha piyasaya çıkar). (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!
ABDÜLVASİH DURAN