İnegöl coğrafyasında yer alan ve geçmiş ile gelecek arasında köprü olma fonksiyonu üstlenmiş bulunan mimari eserlerden bir kaçını burada sizlere aktaracağım.

Hatırlanacağı üzere bu kültürel mimari eserler, yerine göre: Camidir, mesciddir, medresedir, imarettir, kervansaraydır, tekkedir, zaviyedir, darülkurradır, darülhuffazdır, mekteptir, handır, köprüdür, hamamdır, türbedir, çeşmedir, kuyudur veya şadırvandır.

Konuya İnegöl bazında bakıldığında İnegöl fatihi Turgut Alp, Gence Köyü'ne yerleştiği içingünümüzde türbesinin yakınında bulunan -bir mahalle; tekke ve zaviyesini inşa ettirmiştir.

Benzer bir tekke ve zaviyeyi de; İnegöl'de Sinanbey Camii'nin giriş kapısı karşısında yer alan arsa üzerinde inşa etmiştir. Orhan Gazi(1326-1361), söz konusu bu tekke-zaviye görevlisi için ücret olmak üzere; Diğrihi Çayırı'nda İldenizoğlu Çiftliği'ni, "hizmet-dirliği" olarak tahsis eylemiştir.Babasultan Köyü'nde de Orhan Gazi, Geyikli Baba için bir türbe yaptırdığı gibi türbenin yanına bir cuma mescidi ve bir de zaviye inşa ettirmiştir.

Yerleşik düzene geçildiğinde "manav" diye isimlendirilen her yerli köyde bir "zaviyeli mescid "ve bir de "hamam "yapma konusunda hassasiyet gösterilmiştir.İnceleme gezilerim sırasında Çavuş Köyü'ne uğradığımda yaşı, doksanı aşmış bir ihtiyarla yaptığım sohbet sırasında köyde mimari yapı olarak nelerin bulunduğunu sorduğumda; bana bir tekke ve bir de hamam kalıntısın olduğunu söylemişti ve şöyle demiştir: "Evladım ! Büyüklerimiz, "Hamamsız köy, imansız köydür" derlerdi. Bunun için her yerli Müslüman köyde hamam yapılmıştır."

İnceleme gezim sırasında uğradığım her yerli köyde kalıntı veya arsa olarak bir hamam yerine rastlanmıştır. Ayrıca her yerli köyün yakınında ve de köye hakim bir tepe üzerinde "Yatır, Ermiş veya dede" adı verilen dini nitelikli bir objeye de rastlanmıştır.

İnegöl Kasaba merkezinde ilk imar faaliyeti, Yıldırım Beyazıt tarafından, takriben, 1396 yılında bir hamam ve bir de Cuma Camii yaptırması ile başlamıştır.

İkinci imar faaliyeti de Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İsabeyzade Sadrazam İshak Paşa tarafından 1469 yılında kendi adına yaptırmış olduğu cami merkezli görkemli imaret ile devam etmiştir.Bu imaretin içinde hem kervansaray, hem cami ve hem de hamam ve de dükkan vardır.

Üçüncü imar faaliyetinin ise -1509 Yılında vuku bulan deprem sonrasında- İshak Paşa'nın kethüdası Sinan Bey tarafından gerçekleştirildiğine şahit olmaktayız. Milli kimliğimizin yapı taşlarını oluşturan ve kültürel nitelik taşıyan İnegöl coğrafyasındaki mimari eserleri şöyle sıralamak mümkündür:

a) Babasultan Köyü'nde Geyikli Baba adına inşa edilmiş olan zaviyeli Cuma mescidi, türbe ve de hamam... (Bu eserler, Babasultan Köyü'nün İnegöl'e bağlı bulunduğu dönemde inşa edildiği için burada zikredilmiştir). b) Kurşunlu Beldesi'nde zaviyeli Cuma mescidi ve Kervansaray. c) Yenice Beldesi'nde hamam. d) Sungurpaşa Küyünde cami, türbe ve de kervansaray. e) Ortaköyde hamam ve kervansaray. f) Kulaca Köyü'nde cami, medrese ve hamam. g) Hamzabey Köyü'nde cami, medrese, türbe ve hamam. ğ) Çavuş Köyü'nde zaviye ve türbe (merkad). k) Turğutalp Köyü'nde tekke, türbe ve hamam. l) Tekke Köyü'nde türbe (merkad) ve kervansaray. m) Şehitler Köyü'nde türbe ve anıt. n) Özlüce Köyü'nde kiliseden muhavvel bir mescid. o)Kıran Köyü'nde Sultan II. Abdülhamid'in üvey validesi Perestu Hatun adına inşa edilmiş olan ahşap mescid. (Maalesef bu mescid günümüzde yıkılarak yerine köylüler tarafından karğir-beton bir mescid inşa edilmiştir).

İnegöl' de günümüzde şahıs mülkiyeti haline gelmiş ise de aslında vakıf olan Yıldırım Beyazıt, İshak Paşa ve Sinan Bey hamamlarına gelince; İnegöl'ün tarihsel nitelik taşıyan tapu senedi mahiyetindedir. Bu nedenle söz konusu bu üç hamamın, en kısa zamnda kamulaştırılarak - halen -halka kültürel hizmet sunan "Kent Müzesi" nde veya ileriki yıllarda yapılması gerekli görülen "Etnoğrafya Müzesi"nde teşhir olunacak opje ve materyaller için bir arşiv ve de bir depo olarak kulanılması, yerel yöneticiler için çok önemli tarhsel bir sorumluluktur