1990’lı yılların başıydı, Futbol oynamış kişilerin ağırlıkta olduğu bir sohbet ortamında Merhum Remzi Engin Ağabey “Ben de, Doğanspor’da dört yıl oynadım” dedi.
Bir arkadaşı da soruyla karşılık verdi “Biz niye görmedik?”
Soru cevapsız kalmadı “Ne yapalım, Yavuz’a denk geldik”
Remzi ağabeyin sözünü ettiği Yavuz, Bursaspor ve Düzcespor formaları da giyen Yavuz Şengöz’dü.
Gerçekten de kime denk gelse forma şansı olmazdı. Orhaniyespor kalecisi Muharrem Manavoğlu kardeşim de Merhum Refik Koç Ağabey’e denk gelmişti.
Sağ olsun benim şakalarıma da katlanırdı. “Muharrem bu sezonu
da gol yemeden kapatıcan gibi duruyor” derdim. O da sabırla “He ağabey, öyle duruyor derdi.”
Bir diğer Orhaniyespor kalecisi Fethi Korkmaz kardeşimin de ilk takımı Ösmaniyespor Genç Takımıydı. Fethi iyi kaleciydi ama takımın da yaş ortalaması düşüktü.
Velhasıl sıkıntılı bir sezondu. İşyerinde tek kişi kaldığı için işi bırakıp bir maça gidememişti. Takımın tek galibiyeti de o gün olunca Fethi’de şakalarıma sabırla katlandı.
Bu konuda rekor sanırım Tevfik Kaput ağabeyindir o da futbol konuşulan bir ortamda “Bizim de dört sene kalecilik hayatımız oldu, çok şükür tek gol yemeden noktaladık” derdi.
Tevfik ağabeyin durumu daha da sıkıntılı Tevfik ağabey üçüncü kaleciydi.
Yedek kalmanın sıkıntısı arkadaş şakalarında da kendini gösterir. “Senin niye çok az fotoğrafın var” “Defansta oynardı ama hiç kart görmezdi, antrenmanlarda göstermiyorlar ya” “Bir çift kramponla futbol hayatını noktaladı” gibi.
Yedek kalmak, tüm spor dallarında olduğu gibi, futbolda da istenmeyen ama zorunlu olarak da yaşanan bir durumdur.
Futbol 11 kişiyle oynanır ama sakatlıklar, hastalıklar, cezalar vb. kulüpler için çok daha fazla sayıda futbolcudan oluşan bir kadro yapılanmasını öngörür.
Öyle de yapılır, 11 kişilik oyun için takımlar 25 kişinin altına
düşmeyen sezon kadroları oluştururlar. Bazı mevkilerde herkese sıra gelirse de bazı mevkilerde de kimseye sıra gelmediği olur tabii ki.
Mehmet Cihan Birlik Yedek Kulübesini “bazen sırtımızı dayadığımız, ayakta beklediğimiz, hop oturup hop kalktığımız, bazen tekmeleyip yumruk attığımız, her fırsatta bizi bir annenin bebeğine gösterdiği şefkatiyle kucaklayıp, kabullenen yerimiz.
Türlü türlü hayallerin kurulduğu yerdir orası. Bizi her türlü yağmurdan, kavurucu güneşten, taraftarların fırlattığı cisimlerden koruyan, kendimizi güvende hissettiğimiz kalkanımız, sen olmazsan biz ne yapardık” diye anlatır.
Yazıyı 21.08.2021 tarihinde sosyal medyada paylaştığımda Rauf Demirsoy “Yedeklik tabii ki her sporda çok önemli, bir kere insana bildiğini unutturur.
Özgüven kaybına sebep olur. Bir de hocanın aynı ayarda olan iki sporcudan yek diğerini tercih etmesi, bayağı bir moral bozukluğuna neden olur” katkısında bulundu.
TURHAN ŞAHİN'İN İNEGÖL'DE FUTBOLUN 100 YILI isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.