Murat Altın'ın köşe yazısı
Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
İnegöl, Türkiye'nin tarihle ve doğayla iç içe olan şehirlerinden biridir. Bu bölge, geçmişten günümüze kadar avcılık kültürünün ve av hayvanlarının çeşitliliği ile dikkat çeker.
Özellikle İnegöl'ün simgesel av hayvanı olan geyik, Türk kültüründe önemli bir yer tutar ve halk edebiyatımızda sıkça karşımıza çıkar. Geyik motifi, Baba Sultan menkıbeleri başta olmak üzere birçok halk hikâyesinde yer alır. Baba Sultan Türbesi’ne giderseniz, türbe girişinde sizi geyik boynuzları karşılar.
İnegöl ve çevresindeki av hayvanları arasında ayı, kurt, çakal, sansar, âdi kokarca, gelincik, tavşan, tilki, sincap, domuz, porsuk gibi memelilerin yanı sıra keklik, çil, kaz ördek, turna, toy, mezgeldek, pelikan, kuğu, su tavuğu, çulluk, bıldırcın gibi kuş türleri de bulunur.
Geçmişte karaca ve ceylan gibi narin hayvanlar da bu bölgede görülmekteydi. Tarihi kayıtlarda Esenköy'ün eski adının "Ahû Şen Köprü" olduğunu, yani "ceylanların üzerinde oynaştığı köprü" anlamına geldiğini öğreniyoruz.
Karacakayaisminin, İnegöl’de bazı yerleşim alanlarına veya bazı mahallere isim olarak verildiğini görüyoruz. Uludağ ve Domaniç Dağları’nda bu av hayvanının da bulunduğunu anlıyoruz.
Ayrıca, İnegöl Belediye binasının bulunduğu alanın hemen arkasında yer alan İnegöl höyüğü, bölgenin tarihi zenginliğine işaret eder.
1847 yılında yapılan kazılar sırasında ortaya çıkan taş baltalar, obsidyen bıçaklar ve geyik boynuzları gibi buluntular, bu höyüğün milattan önce 2000'li yıllarda inşa edildiğini göstermektedir.
İnegöl’de avcılık, tarihin her döneminde bir spor olarak kabul edilmiş ve bu gelenek günümüz avcıları tarafından da sürdürülmektedir.
1946 yılında kurulan İnegöl Avcılık Kulübü, hem çevre koruma bilincini yaymak hem de bu ata sporunu yaşatmak amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Bu faaliyetlerden biri olarak İnegöl’e atış poligonu kazandırılmıştır.
Böylesine zengin bir kültürel ve tarihi mirasa sahip olan İnegöl, avcılığın ve doğanın bir arada olduğu ender yerleşkelerden biri olarak tarih boyunca kendine has bir yere sahip olmuştur.
Bu bölgenin doğal güzelliklerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak, hepimizin sorumluluğundadır.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!