Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
İnegöl, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle olduğu kadar, çevresindeki köylerle de derin bir geçmişe sahip. Bu yazıda, İnegöl’e komşu olan ve ruhaniyet kokan üç köyü keşfedeceğiz: Baba Sultan, Akbıyık ve Aksu. Osmanlı’nın ilk fetihlerinden izler taşıyan bu köyler, hem coğrafi hem de manevi açıdan İnegöl ile çok güçlü bağlara sahiptir. Tarihin derinliklerinden gelen bu köyler, günümüzde hala mistik bir havaya sahip olup, geçmişin izlerini taşımaya devam etmektedir.
İnegöl yakınlarındaki ruhaniyet kokan komşu üç köy, geçmişte İnegöl ilçe sınırları içinde yer alırken, 1839’da yayımlanan Tanzimat Fermanı sonrası bu sınırlar dışına çıkartılmıştır. Bu köyler; Baba Sultan Köyü, Akbıyık Köyü ve Aksu Köyü’dür. Osmanlı İmparatorluğu’nun temellerinin atıldığı bu topraklarda, bu köylerin her biri ayrı bir anlam taşır.
Baba Sultan ve Aksu köyleri, günümüzde Bursa il sınırları içerisinde yer almakta olup, Kestel ilçesinin sınırlarında konumlanmaktadır. Akbıyık Köyü ise, Bursa ile Yenişehir arasında yer alan bir başka köydür. Yine de, her biri İnegöl ile tarihsel, kültürel ve sosyal bağlarını hiç kaybetmemiştir.
İnegöl, Osman Gâzî’nin 1299 yılında Bilecik, Yarhisar ve İnegöl’ü fethederek Osmanlı Devleti’nin temellerini atmasının ardından önemli bir tarihsel yere sahiptir. Ancak bu bölge, yalnızca Osmanlı Devleti’nin doğuşuna şahit olmakla kalmamış, aynı zamanda Osmanlı’nın ilk şehidi Baykoca’nın da uğradığı topraklardır. Baykoca, 1284 yılında Ermeni Beli’nde İnegöl Tekfuru Nikola tarafından kurulan pusuda şehit düşmüştür. Baykoca, Hamza Bey Köyü’nde toprağa verilmiş ve buradaki mezarı da bir hatıra olarak korunmaktadır.
Osmanlı’nın ilk fetihlerinden biri olan İnegöl’ün fethi, Turgut Alp’in silah arkadaşlığı ile gerçekleştirilmiştir. Turgut Alp, töre gereği, fethettiği bu toprakları dirlik olarak almış, ancak şimdilerde kendi adını taşıyan Gence Köyü’ne yerleşmiştir. Turgut Alp’in yaşamı, mistik bir yön taşıyan Baba Sultan’a, yani Geyikli Baba’ya intisap etmesiyle de dikkat çeker. Geyikli Baba, bugün Baba Sultan Köyü civarında müritleriyle birlikte irşat ve tebliğ hizmetlerini sürdürmüştür. Bu köydeki ruhaniyet, hala bugüne kadar ulaşan bir iz bırakmıştır.
Baba Sultan, yaşamını münzevî olarak sürdürmüş, şehir hayatına ilgi duymamış ve Orhan Gâzî’nin İnegöl’ü dirlik olarak sunmasına rağmen bunu kabul etmemiştir. Baba Sultan’ın bu eğilimi, belki de Turgut Alp’in de İnegöl şehir merkezini tercih etmeyip, Gence Köyü’nde ikamet etmesine etki etmiştir. Turgut Alp, sarayını ise Baba Sultan Köyü’nde inşa etmiştir. Baba Sultan’a ait olan vakıflar arasında kestaneliklerin bulunması ve Saray-Altı mevkiinin tescil işlemlerinin bu köyde yapılması da, bu tarihi gerçeği bir kez daha doğrulamaktadır.
Baba Sultan, Akbıyık ve Aksu köyleri, yalnızca İnegöl’e komşu olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu toprakların derin ruhaniyetini de taşır. Osmanlı’nın doğuşuna tanıklık eden bu köyler, sadece coğrafi açıdan değil, manevi olarak da İnegöl ile güçlü bağlar kurmuş, tarihten bugüne kadar izlerini taşımaya devam etmektedir. Bu üç köy, bir yandan tarihi birer zenginlik sunarken, diğer yandan bölgedeki ruhaniyetin, inançların ve geleneklerin yaşatılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!