Uludağ İnegöl’den görülen en önemli dağdır.

Antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot (MÖ 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında Uludağ, "Olympos" olarak geçer.

Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (MÖ 64-MS 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer.

Strabon; "Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir.

Roma İmparatorluğu'nda resmi din Hıristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır.

Bursa'nın fethinden sonra Türkler dağa "Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir.

"Olympos Mysios" veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile "Uludağ" adını almıştır.

1 Ocak 1933 yılında Galatasaray Lisesi'nden bir grup öğretmen ilk kez Uludağ'da kayak yaparak bu sporun Uludağ’da ve Türkiye'de öncülüğünü yapmışlardır.

Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, adalar ve Marmara Denizi görülebilmektedir.

Güzel havalarda İstanbuldan da Uludağ’ı görmek mümkündür.

Kar kaplı zirvelar… Ton ton yeşilin çıldırdığı ormanlar ve yaylalarda yeşil çimenin üzerine gergef misali işlenmiş sarı çiçekler ve de bu yaylalarda yayılan hayvanlar..

İşte burası Uludağ ve etekleri ve Domaniç dağ yamaçları…

Birde Ahi Dağları görülür İnegöl’den…

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar