Bursa İl Vaizi Ramazan Güçlü'nün köşe yazısı.
İnsan Rabbinden uzak düşünce manasız ve sonu meçhul bir hayata sürüklenmekte,ölüm sonrası ile ilgili büyük bir gaflete düşmektedir.Peki hayattaki bütün bu mücadele nedir? İnsan yok olup gidecek midir? Bugün insan, ne yazık ki bu soruları bile kendisine sormaktan kaçınmaktadır.
Neticede hayat anlam ve derinliğini, kaybetmekte bir fazilet ve erdem mücadelesi olmaktan çıkmakta, şeytani duyguları tatmin etme ve haz yarışına dönüşmektedir. Böylece insan, kısır bir döngü içinde bitkin düşüp, anti depresanlarla içindeki çalkantı ve sıkıntıları bastırmaya, uyuşturucu ve alkolle kendini avutmaya çalışmaktadır.
Ülkemizde sigara ve sarhoş edici maddeleri kullanma yaşı her geçen gün düşmekte ve oranı da gittikçe artmaktadır.Yapılan araştırmalara göre; cinayetlerin, gasp ve tecavüzlerin, şiddet olaylarının, trafik kazalarının,kadına şiddetin başlıca sebebi alkol ve uyuşturucudur. Her yıl milyonlarca insan, alkol ve uyumşturucuya bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybetmektedir. Alkol,uyuşturucu madde ve benzeri alışkanlıkların yaygın olduğu ailelerde, şiddet daha fazla olmaktadır. Aile fertleri açısından hayat, çekilmez bir hâl almakta, âdeta bir ıstırap yumağına dönüşmektedir.
İslam’ın haram kıldığı hususların aslında insanı ne büyük zarar ve tehlikelerden koruduğu bugün daha iyi anlaşılmaktadır Maide suresinin 91. ayetinde içkinin, (aklı gideren tüm uyuşturucu maddelerin) insanlar arasında kin ve düşmanlığı artırdığı, Allah’ı anmaktan ve namazdan onları alıkoyduğu beyanlarının, ne tür hikmetler içerdiğini bugün daha iyi kavramaktayız.
Âyet ve hadisler incelendiğinde İslam’ın beş temel değeri korumayı hedeflediği görülmektedir: Bunlar; din, mal, can, akıl ve namustur. İnsanın maddi ve manevi varlığının ve huzurunun korunması, dünya ve ahiret saadetinin sağlanması bunlara bağlıdır. Yine toplumsal huzur ve barışın temini için de, bu temel değerlerin muhafazası oldukça önemlidir.
Alkol ve uyuşturucu madde yasağını çiğnemek ibadet hayatından, ahlaki hayata, ailevi sorumluluklardan toplumsal görevlere kadar birçok dinî mükellefiyetin ihmal edilmesine yol açmaktadır. Eşlerin ve çocukların psikolojik yapıları altüst olmakta, gelecekleri kararmaktadır.Şefkat ve rahmet ocağı olması gereken aile, madde bağımlılığı sebebiyle bir zahmet ocağına dönüşmektedir.
Sokakta karşılaştığımız madde bağımlısı gençler yüreğimizi burkmaktadır. Bunlar; ailesini, itibarını, her şeyden daha önemlisi ümidini kaybetmiş kimselerdir. Dolayısıyla her türlü şerre ve kötülüğe alet olabilirler. Bu gençlerin evveliyatı araştırıldığında, çoğunlukla ya parçalanmış ya da içki ve uyuşturucu alan ailelerden geldiklerini görüyoruz. Bunlar, ne yazık ki ailelerinden kötü bir miras almışlardır.Bunun içindir ki aile yapısının korunması ve sağlam aile yuvalarının kurulması geleceğimiz için son derece elzemdir.
İlahî buyruklara gönülden bağlanmak, madde bağımlılığından korunmada en etkili yöntemdir. Yine bu tür hastalıkları olanların tedavi görüp yeniden normal hayata dönemleri için de, İslam mükemmel bir değerler sistemi sunar. Yeter ki kişi, İslam’ın huzur ve esenlik sarayına samimi bir tövbe ile girsin. Çünkü bütün güzelliklerin kapısı Allah’a inanmak ve bağlanmakla açılır. Yine bütün ümitler, sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Yüce Allah’a gönülden teslim olmakla başlar.