Cem Taşkıner'in Köşe Yazısı
Pazar sabahı milletvekili Hasan Toktaş’ın twitinde öğrendim Müfit Besler’in vefat ettiğini. Hasta olduğunu biliyorsunuz da yine de ölümü yakıştıramıyorsunuz ya, işte o duygular vardı bende. Ölümü yakıştıramadım Müfit abiye.
Müfit Besler ile 12 yıla yakın icra ettiğim muhabirlik döneminde gerek siyaset, gerekse İnegölspor maçlarında, haberlerinde görüşme imkanımız çokça olmuştu.
Haberlerin dışında da işyerine gidip tatlı sohbetinden istifade ederdik. İnegöl Galatasaraylı Taraftarlar Derneği’nin kuruluş sürecinde de beni aramış davet etmişti.
Dün sosyal medyada vefat haberine ilişkin neler yazmış dostları onları takip ettim. En çok kullanılan tabir Müfit Baba’ydı.
Müfit Besler, gerçekten babacan kişiliğiyle bir çok kişinin baba diye hitap ettiği bir insandı.
En çok hoşuma giden de Adem Demir’in facebook paylaşımıydı:
“İnegöllü olmanın ne demek olduğunu, adam gibi siyasetin nasıl yapıldığını, bu şehir için dertlenmeyi, istişare yapmayı, saygı duymayı, şahısları değil fikirleri çatıştırmayı senden öğrendik, siyasetteki nezaketi senin gibi değerli insanlardan öğrendik.
Bu şehrin senin gibi kıymetlilerinden çok şey öğrendik be Müfit baba. Belki öğreneceğimiz çok şey vardı, vakit yetmedi.
Bu şehrin bir noktasında adını yaşatırlar mı bilmem ama bizim jenarasyonun hep kalbinde yaşayacaksın. Ruhun şad olsun köfteci Müfit Besler ” diye yazmış Adem.
Şehrin bir noktasında adı yaşamalı Müfit Babanın. Ben bunu hak ettiğini düşünüyorum aynı Adem gibi.
Belki İnegöl’ün yöneten iktidar mensubu partilerden değildi ama İnegöl için çabaladı. İnegölspor için uğraş verdi.
Ben güler yüzlü, çok ustalıkla kullandığı iğneleyici tavırlarıyla hatırlayacağım Müfit Besler’i. İnegölspor sevdasıyla, İnegöl’e olan aşkıyla hatırlayacağım.
İnegöl’den bir Müfit Besler geçti. İz bıraktı, ayrıca bir tarz bıraktı. Hem siyasi yöneticilik tarzı, hem de spor yöneticiliği tarzı. Ne mutlu onun gibi uygulayabilenlere…