Recep Akakuş yazdı

Başa geçtikten sonra Osman Gazi ‘nin İlk Hedefi İnegöl’dür. İnegöl’ün fethi için beş aşamalı bir stratejinin uygulandığı tarihi kaynaklarda yer almaktadır.1284 yılından itibaren uygulamaya konan bu stratejik aşamaları kaldığımız yerden paylaşmaya devam ediyoruz.

E-İNEGÖL’ÜN FETHİNDE BEŞİNCİ AŞAMA:

İnegöl Tekfuru Aya Nikola, Osman Gâzî’ye karşı bir sû-i kast planı hazırlamıştı. Bu olay tarihî kaynaklara Çakır Pınarı Vak‘ası diye geçmiştir.İnegöl Tekfuru Aya Nikola, sû-i kast planını hazırlarken Bilecik ve Lefke tekfurlarının Karakeçili Aşireti’ne karşı duydukları sempatiyi istismar etmiştir. Çünkü Ertuğrul Gâzî döneminden bu yana Karakeçili Aşireti, ilkbaharda Domaniç yaylaları’na çıkarken Söğüt’ün çevresi, sûr ile çevrili olmadığından ağırlıklarının büyükçe kısmını,Bilecik tekfuru’na emanet bırakır ve bunları, Bilecik Kalesi’nde muhafaza ederlermiş.

Yayla dönüşünde de hem Bilecik tekfuruna hem de Lefke/Osmaneli tekfuruna -uygun- hediyeler, sunulurmuş. Aya Nikola, hem kurulmuş olan bu dostlukları yıkmak ve hem de Osman Gâzî’nin hayatına son vermek için son bir sû-i kast tangosu’nu sahnelemeye karar vermiştir. Bunun için de Yarhisar Tekfurunun kızı Holafira ile Bilecik Tekfuru’nun oğlunun düğün merasimini, bu sû-i kast için değerlendirmeyi planlamıştır.

Şöyle ki: Bilecik Tekfurunun yakın dostu olan Osman Gâzî düğüne davet edilecek ve ziyafet sırasında Osman Gâzî’nin işi, bitirlecektir. Düğün merasiminin, Bilecik-Lefke yolu üzerinde ve Çakırbeyli-Pınarı diye anılan yerde yapılması kararlaştırılmıştır. Osman Gâzî, Harmankaya tekfuru Köse Mihal aracılığı ile düğüne davet olumuştur. Şu kadar var ki Köse Mihal, daveti yaparken Osman Gâzî’ye, merasim sırasında yapılması planlanan, sû-i kastı de haber vermiştir.

İnegöl, Bilecik ve Yarhisar tekfurlarınca müştereken hazırlanan ve çok gizli tutulan bu sû-i kast planına karşı Osman Gâzî ve arkadaşları da bir “karşı- baskın planı” hazırlamışlardır. Düğün, ilkbahar mevsiminde yapılacağından Domaniç yaylalarına çıkmadan önce -geçmiş yıllarda olduğu gibi- ağırlıkların büyükçe kısmı ve yaşlı kadınlar, geçici olarak, Bilecik Kalesi’nde bırakılacaktır. Ancak, her sene eşya ile doldurulan sandıklardan her birine bu yıl, silahlı bir cengâver konacak ve yaşlı kadın kıyafetine girmiş olan erkekler de bu ağırlıkları, Bilecik Kalesi’ne götüreceklerdir.

Diğer yandan, düğün merasiminin yapılacağı Çakır Pınarı mevkiinin yakın çevresine de -yeteri kadar- Karakeçili aşiretine mensup savaşçılar yerleştirilecektir. Her iki taraf, gizli tuttukları “yekdiğerini yok etme planları”nı düğün günü, uygulamaya koyacaklardı.Gün geldi ve Osman Gâzî, stratejisini dakîka dakîka uyguladı. Bilecik, Yarhisar ve İnegöl Rum halkı, büyük kitleler halinde, merasim vesilesi ile düğün yeri olan Çakır Pınarı’na gelmişlerdi. Bunun için kale ve hisarlarda nöbetçilerin dışında fazla kimse kalmamıştır.

Diğer yandan Bilecik Kalesi’ne yaşlı kadın kılığına girmiş erkekler tarafından götürülen Karakeçili Aşiret kafilesi, kaleye girer girmez, muhafızları etkisiz hale getirmiş ve Bilecik Kalesini zapt etmişlerdi. Bilecik’in işgal haberi Osman Gâzî’ye ulaşınca -verdiği işaret üzerine-yakın çevrede gizlenmiş ve pusuya yatmış olan Karakeçili Aşiret mensupları, Çakırbeyli Pınarı’na gelen ve eğlenceye dalmış olan düğün alayını basmışlardır.

Bu baskında Bilecik Tekfuruna gelin gidecek olan Yarhisar Tekfuru’nun kızı Holafira, Osman Gâzî’nin eline düşmüştür. Osman Gâzî, Çakırbeyli Pınarı baskınından sonra Yarhisar ve İnegöl tekfurlarının derlenip toparlanmasına fırsat vermeden doğruca Yarhisar Kalesi’e gitmiş ve burasını fetih eylemiştir. Ardından da Turgut Alp’i İnegöl üzerine göndererek burasının da fethini sağlamıştır.1298-99 yılı ilkbaharında gerçekleştirilen bu askerî harekât sonunda İnegöl, Türklüğe kazandırılmış ve Osman Gâzî, kurduğu devletin temellerini burada atmıştır. Böylece, coğrafyadan vatana geçilmiş ve aşiretten devlete yükselme yoluna girilmiştir.