Bursa Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Muhammed Coşkun'un köşe yazısı.
Değerli Okurlar,
Mübarek Ramazan ikliminin bize hatırlattığı önemli erdemlerden birisi de doğruluktur. Dinî literatürde doğruluğu ‘sıdk, istikamet, emân, ihsân’ gibi kavramlarla ifade ediyoruz. İnsanın niyet, söz ve davranışlarında kalbinin ve vicdanının sesini dinlemesi, olması gereken en uygun şekilde hikmetle hareket etmesi doğruluğun en yalın tarifi olarak kabul edilebilir. Aslında doğruluk bütün dinlerin özünü oluşturan erdemdir desek yanlış olmaz. Zira insanların en değerlileri olan peygamberlerin başta gelen vasıfları da sıdk/doğruluk sıfatıdır.
Doğruluk her dinde olduğu gibi İslam’ın da özünü temsil eder. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in en önemli sıfatı emîn/güvenilir oluşudur. Kur’an-ı Kerim söze doğrulukla başlamaktadır. Fatiha Suresinde Allah (c.c.) kendini tanıttıktan hemen sonra müminlere ilk olarak şu duayı öğretiyor: “Allah’ım, bizi doğru yola ilet!”
Sonra bütün Kur’an baştan sonra sıdk/emanet/istikamet gibi kavramlarla ilişkilendirilebilecek ayetlerle doludur. Hatta Hûd Suresi’ndeki “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” ayetiyle bu husus zirveye çıkıyor. Peygamberimiz bu ayet için ‘Beni Hud Suresi ihtiyarlattı’ diye buyurmuş (Tirmizî/ Tefsîru sure, 56/6).
Yani bu ayetin gereğini yerine getirme hususunda o kadar hassas davranmak gerekiyor ki acaba bir eksiğim olur mu endişesini Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de kendi şahsında hissediyor ve böylece ümmetine örnek oluyor.
Doğruluğun İslam’ın özü olduğunu şu olayda da açıkça görüyoruz: Bir gün Sevgili Peygamberimize bir sahabî gelerek ‘Ey Allah’ın Rasulü, bana İslam’ı öyle anlat ki artık kimseye bu konuda başka bir şey sormam gerekmesin’ dediğinde Sevgili Peygamberimiz “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurmuştur (Müslim, İman, 62).
Bütün ahlâk kitaplarında doğruluk başlıca ahlâkî erdemlerden biri olarak kabul ediliyor. Meselâ büyük alim Ragıb el-Isfehânî, doğruluğu evrenin varlık sebeplerinin en önemlilerinden biri sayıyor. Çünkü doğruluk hakikatin ifadesidir. Hakikatin bir an ortadan kalktığı farzedilse artık evrenin düzeni de ortadan kalkar. Aynı âlime göre doğruluk bütün iyi ve güzel şeylerin temeli, peygamberliğin dayanağı, takvânın meyvesidir.
Değerli okurlar,
Doğruluk en başta düşüncede başlar. Niyette doğruluk ve samimiyet her şeyin başıdır. Peygamberimiz “Ameller niyetlere göre değerlendirilir” buyurmuştur. Niyeti doğru ve samimi olan bir insanın genellikle ameli de o yönde olur. Samimi mümin kimdir dense ‘Allah’a ve insanlara karşı davranışlarında ömrü boyunca doğruluktan ayrılmayan kişidir’ diye tarif etsek sezâdır. Büyükler ‘istikamet kerâmetten üstündür’ demişler.
Gerçekten de insanın ömrü boyunca dosdoğru olması ne büyük bir meziyet.. Günlük hayatımızda bazen nefsin ve şeytanın çeşitli vesveseleriyle dinimizin ve vicdanımızın sesi arasında kalıyoruz. Pek çok farklı hesaplar içerisine girip acaba şöyle mi yapsak diye bir an için yanlış şeyler de aklımıza gelebiliyor. İşte özellikle böyle hassas durumlarda hemen aklımıza şu gerçeği getirelim: Yarın hesap var ve Allah her zaman doğruların yardımcısıdır… Hoşçakalın.