Bu yıl fazla zamanımız olmadığı için körfezin her tarafını fazla dolaşamadık ama görebildiğimiz kadarıyla bazı yerlerde güzel şeyler yapılmış ama bazı şeylerde ihmal edilmiş. Bir gün akşamleyin Altınolukta dolaşalım dedik eskiden çarşı içi sokaklar çok dar olduğu için kalabalıkta akşamları dolaşmakta yürümekte zorluk çekiliyordu şimdi sahil boyuna yapılan kordon gerçekten çok güzel olmuş, Altınoluk hem biraz rahat nefes almış hem de insanlar sahilde kordonda rahatlıkla yürüyor dolaşıyor tur atıyorlar. Akşamları sahilde birkaç tur attıktan gazinolarda oturmak insanı gerçekten çok güzel dinlendiriyor.
Yalnız bu sahil boyu gazinolarda yiyecek ve içeceklerin fiyatları çok yüksek buna bir çözüm getirilmesi iyi olur. Altınoluk için bir diğer önemli eksiklik sahil boyunca denize girerken tuvalet ihtiyacını gidermekte zorluk çekilmesidir. Koca sahil boyunda bir iki yerde tuvalet vardır ve ihtiyacı gidermek için sahil boyunda bayağı bir yürümek gerekiyor. Sahil boyuna birkaç tane daha tuvalet eklenirse iyi olacağını düşünüyorum.
Birgün Küçükkuyuya gidelim dedik, Küçükkuyu Akçay ve Altınoluk kadar kalabalık değil. Güzel bir sahil kasabası olması özelliğini muhafaza ediyor. İskelesi sahili güzel ama ne yazık ki orası da yavaş yavaş tepelere, yamaçlara kurulan yazlık sitelerle beton yığınları olmaya başlamış. Daha fazla betonlaşmaya izin verilmemesi lazım.Küçükkuyunun en güzel yeri Adatepe ve Zeus Altarıdır .
Küçükkuyudan sonra Adatepeyi ve Zeus Altarınıda ziyaret ettik.Mevsimin sonbahar olması ve Pandemiye rağmen geçen yıllara göre bir hayli kalabalıktı.Orası sit alanı ilan edildiği için doğallığı bozulmamış eski güzelliğini ve tarihi yapısını koruyor.Eskiden yapılmış kışın sıcak, yazın serin olan taş binalar restore edilerek doğallıklarını muhafaza ediyorlar.Yine biraz yürüyerek tepedeki Zeus Altarına ulaşınca aşağıda ayaklarımızın altında kalan deniz, sahil yerleri ve körfezin manzarasını seyretmek tadına doyulmayan bir güzellik sunuyor insana.Herkesin burayı mutlaka ziyaret etmesi gerekir diye düşünüyorum.Adatepe ve Zeus Altarı hakkında ileride daha etraflı bir yazı yazacağımı belirtmek istiyorum.
Küçükkuyuda bir diğer görülmesi gereken yerlerden biri de, hemen şehir içinde ana asfalt üzerinde ki Adatepe Zeytin müzesidir.Zeytinin ve zeytinyağının tarihlerden beri süregelen serüvenini görmek için en güzel fırsat bu müzede sergilenmektedir..
Tarihlerden beri zeytinin nasıl üretildiği , yağının nasıl çıkarıldığı, sabununun nasıl yapıldığı , eski taş değirmenlerden günümüzde ki üretim durumuna nasıl geldiği zeytin ağacının dünyada ki en güzel ağaç olduğuna bu müzede şahit olacaksınız.
Yine ilginç bir şey ki çok kişinin bilmediği gibi bende bu müzeyi gezerken ilk defa öğrendiğim gibi, zeytinyağı asırlar önce üretildiğinde yakıt malzemesi olarak, daha sonra da aydınlatma malzemesi olarak kullanılmasından çok yıllar sonra da sofralarımızın vazgeçilmez yağı olarak kullanılmaya başlamıştır.Bu müzede herkesin daha çok görmesi ve öğrenmesi gereken çok ilginç şeylerde olduğunu ve herkesin burayı ziyarete etmesi gerektiğini söylemek istiyorum.
Körfezde daha gezilecek çok yer var, Kazdağları ve zirvesi, Hasan boğuldu, Ağlayan şelale, cam seyir tepesi, Tahtakuşlar müzesi, Ören denizi, Cunda adası, Şeytan sofrası, Sarımsaklı plajları Assos ve daha birçok burada adını yazamadığım yerler. İnşallah oraları da başka zamanlarda gezer yazmaya çalışırız.
Sağlık ve esenlik dileklerimle..
ASLAN TORUN