Merhaba İnegöl'ün güzel insanları! 
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
 

İnegöl'ün kırsal dokusunu oluşturan Kara Kadı ve Karalar Köyleri, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda köklü geçmişleri ve kültürel miraslarıyla da dikkat çekmektedir.

Uludağ’ın eteklerinde ve Ahî Dağı’nın batı kesiminde yer alan bu köyler, bölgedeki kültürel çeşitliliğin birer yansıması olarak öne çıkıyor. Köylerin geçmişinden günümüze kadar süregelen hikâyeleri, adeta birer tarih kitabı gibi ziyaretçilerini bekliyor.

Karakadı Köyü

İnegöl’ün güneyinde, Uludağ’ın kuzeye bakan eteklerinde yer alan Kara Kadı Köyü, 93 Harbi olarak bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Anadolu'ya göç eden Kafkas kökenli Gürcü muhacirler tarafından kurulmuştur.

Eski adı "Muradpınarı" olan köy, devlet tarafından yerleştirilen Gürcülerin kültürel mirasını ve dilini korumaktadır. Köy halkı, günlük yaşamlarında Gürcüce konuşmayı sürdürmekte ve Gürcü kimliklerini yaşatmaktadır.

Köyün çevresinde Dipsizgöl, Kestanealanı ve Çay Yaka/Bedre gibi diğer köyler bulunmaktadır. Kara Kadı Köyü’nün geçim kaynakları arasında tarım, ziraat ve orman ürünleri önemli bir yere sahiptir.

Orman köyü statüsünde olduğu için, orman ürünleri köy ekonomisine katkı sağlamakta; bunun yanında kestane, çilek gibi meyve çeşitleri de az miktarda üretilmektedir.

İsaören Köyü üzerinden sağlanan kara yolu ile ulaşım İnegöl’e 15 kilometrelik bir mesafede gerçekleşmektedir. 1990 yılı nüfus sayımına göre 217 olan köy nüfusu, 2000 yılında 78 kadın ve 86 erkek olmak üzere toplamda 182 kişiye düşmüştür.

Şehir merkezine olan göçler nedeniyle köy nüfusunda azalma gözlemlenmiştir; ancak köyde kayıtlı birçok hane, İnegöl şehir merkeziyle bağını korumakta ve her ailenin şehirle bir ayağı bulunmaktadır.</p>

Köye adını veren ve halk arasında "Kara Kadı" olarak anılan kişinin, kültürel etkisinin günümüze kadar ulaşması dikkat çekici bir unsurdur. Kara Kadı’nın mirası, köy halkı arasında hâlâ canlılığını korumaktadır.</p>

Karalar Köyü

İnegöl’ün kuzeybatısında, Ahî Dağı’nın batı kesiminde yer alan Karalar Köyü, "Kazancı Eşiği" olarak bilinen engebeli alan üzerinde ve kısmen Kara Dere vadisinde konumlanmıştır.

Köy, yerli bir Türk köyü olup, tahıl ve ziraatle geçim sağlamaktadır. Manav olarak anılan köy, Anadolu’da ilk yerleşik düzene geçen Türklerin torunlarıdır ve köydeki bu derin yerleşik kültür geçmişten günümüze aktarılmaktadır.

Karalar Köyü’nün çevresinde Akhisar, Çavuş Köyü, Şehitler/Domaköy, Halalca, Hamza Bey Köyü ve Alanyurt Beldesi gibi yerleşim yerleri bulunmaktadır. İnegöl şehir merkezine olan uzaklığı ise 8 kilometredir.

1990 yılında köyün nüfusu 484 kişi iken, 2000 yılında bu sayı 168 erkek ve 157 kadın olmak üzere toplam 325 kişiye düşmüştür. Köyden şehre göçler nedeniyle nüfus sayısında düşüş yaşanmıştır.

Etimolojik olarak incelendiğinde, "Karalar" isminin aslının "Kara Bükler" veya "Karamıklar" olduğu ve dil kaidelerine göre hazif işlemine tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. Bu işlem sonucunda, isim "Karalar" olarak günümüzdeki halini almıştır.

Ayrıca, köyün tarihi niteliği de dikkat çekmektedir. Osmanlı döneminde Çelebi Sultan Mehmed’in baş veziri Beyazıt Paşa, köydeki Domaköy ve Şehitler Köyü’nü Savcı Beyoğlu Selim Bey’den satın almış ve Bursa’da inşa ettirdiği medreseye vakfetmiştir. Bu vakıfla birlikte, Karalar Köyü’nün vergi gelirleri Bursa’daki Beyazıt Paşa Medresesi’ne tahsis edilmiştir.

Bu tarihi vakıf, köyün geçmişindeki kültürel ve ekonomik yapının izlerini bugüne kadar taşımakta ve Karalar Köyü’nün tarihi zenginliğini gözler önüne sermektedir.

İnegöl’ün iki ayrı köşesinde yer alan KaraKadı ve Karalar köyleri, gerek doğal güzellikleri gerekse kültürel mirasları ile bölgenin önemli değerlerinden biridir.

Bu köyler, tarihi dokuları ve doğal zenginlikleriyle sadece İnegöl için değil, Türkiye’nin kültürel mirası için de birer cevher niteliğindedir.

Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!