İnegöl AVM ışıl ışıl Noel’e hazırlanıyoruz heyecanla. Yılbaşı için süslemeler, yanarlı dönerli toplar, tabi ki olmazsa olmazımız Noel ağacı. Her ne kadar bazılarımız ‘’Türklerde de ağaç süsleme vardı’’ diye tutunacak dal arasalar da;
- 7 Hıristiyan bir danaya girmedikçe ben Noel kutlamam, diyor Necip Fazıl.
Artık o kişinin kendi kararı ben bilmem. Yalnız bugün bildiğim ve gördüğüm bir şeyden bahsetmek istiyorum size:
Geçenlerde İnegöl AVM'de bir resim sergisi açıldı. Gazze’yi, zulmü, zalimi anlatmak için. Emin Acar İmam Hatip okulundaki çocuklarımızın ve duyarlı öğretmenlerimizin ses verişi, çığlığıydı.
Ama öyle bir çığlıktı ki sesi kısılmıştı. Sesi kısılmıştı diyorum: Çünkü boykotu anlatmak için açılan sergide yapılan resimlerde boykot ürünlerinin üzerine marka gözükmesin diye bant yapıştırılmıştı AVM yönetiminin isteğiyle.
Esnafımız İNCİNİRMİŞ…
Yüz binlerce masum insanın ölümüne incinmeyen esnafımız var ise, bırak incinsin.
Öyle bir dünya düzeni düşünün ki zalime zalim demek suç. Dünyanın en masumu olan canlılara günahsız bebeklere bile kıyan, hatta’’ Bunlar Filistin'in geleceği geleceklerini yok etmeliyiz’’diye özellikle onları hedef alan bir zihniyetin yanında bizim ürkekçe her an içimize kaçacak seslerimizle söylediğimiz
‘’Bu yanlış, bu haksız’’ söylemlerimize bile tahammülleri yok. O sergi öyle içimi acıttı ki. Daha önce de İsrail ordusuna açıktan destek veren Starbucks’ın protestosuna izin vermeyen İnegöl AVM; bu sefer de yanlışlıkla izin verdikleri serginin içeriğini öğrenince tam da susturmak için ağza yapıştırılan bantlar gibi sansürlemişler bütün sergiyi.
İlk defa İnegöl AVM'nin sahibini merak ettim. Sonra bütün AVM'lerin sahibini merak ettim.
Sonra hiçbir mağazada Türk müziğinin çalınmadığını, tişörtlerin üzerinde neden hiç Türkçe isim yer almadığını merak ettim.
Sonra bütün tepkilere rağmen duran markaların siyonizme desteğini merak ettim. Sonra köpüklerini saçarak yüzüme haykırana SESSİZLİĞİMİ merak ettim.
Nasıl güzel YÖN veriyor AVM'ler düşüncelerimize, giyimimize, zevklerimize. Sonra sonra oluşan hayat felsefemize.
Işıl ışıl bir hayat OKULU. Nasıl da etkili ve yetkili. Sessiz sedasız. Belki bağıra bağıra. Ama bizim gözümüz kör, kulağımız sağır. İdrakimiz ölü.
Belki hepsinin anahtarı olan VİCDANLAR ölü. Sonra Necip Fazıl'ın içinin yangınını (bu sefer) merak etmedim, ANLADIM…
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya
Öz yurduna garipsin, öz vatanına PARYA!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek
Siz hayat süren LEŞLER, sizi kim diriltecek?
Rumuz: Cahildim dünyanın rengine kandım