Dün yazının bütününe bir kısmını hazırlamış fakat bir bilgiyi teyit etmeyi beklediğim için Genç Gazete'ye göndermedim..

Eksik veya yanlış olmasın diye...

Şimdilik yazıyı erteliyorum..

Dün iftar saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 35 yıl önce aldığı diplomanın iptali kararı çıktı..

Hukukçu değilim ama 35 yıl önce yaşanmış ve o dönemim şartlarında yasaya uygun olduğu bir şeyin sonradan sen o dönem kanuna uygun olmasına rağmen şimdiki kurallara göre uygun olmadığı için iptali hiç de adil bir durum değil..

Adil olmadığı gibi ayrıca kararı veren İstanbul Üniversitesinin kendi kendini bitiren bir karardır..

Verdiği diplomaların iptali kararını alanlar bu zamana kadar diplomalarının varlığı ile kazanmış oldukları paradan tutun yetiştirdiği insanlara kadar uzanan tuhaf bir durum ortaya çıkaracak..

Aralarında üniversitede profesör olmuş isimler var. Sorbonne Üniversitesinden doktora yapmış..

Şu an lise mezunu.. Komedi gibi..

Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptalini kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olmasını engelleyecektir..

Peki sonrasında ne yapılabilir? 

Anayasanın 101. Maddesi değiştirilerek diploma şartı ve 2.dönem kararı kaldırabilir.. 

Bu durumda hem İmamoğlu hem de Erdoğan aday olabilir..

Erdoğan'ın bir dönem daha aday olmasının önündeki engel de bu vesile ile kaldırılmış olur..

Asıl planın da bu olduğuna yönelik iddialar var. CHP kendisine yapılan bu operasyon sonrası daha kolay dizayn edilebilir ve gerekli Anayasa değişikliğine onay verecektir..

Mühürsüz pusulalar, anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz diyerek gelinen nokta budur maalesef...

Şahsen Ekrem İmamoğlu'nu siyaseten Cumhurbaşkanı Erdoğan'a oldukça benzetir ve bu sebeple kendisinin Cumhurbaşkanı olmasını istemediğimi söyleyebilirim fakat bu kendisine yapılan haksızlığa karşı çıkılmasını engellemez tıpkı geçmişte Erdoğan'a yapıldığında ses yükselttiğim gibi..

Ülke 28 Şubat sonrası gitgide büyüyen bir rövanş duygusu ile yönetiliyor..

28 şubat döneminde yaşanan adaletsizliklerin benzerleri yaşanıyor..

Şiir okudu diye siyasi yasak verilen İstanbul Belediye Başkanının Cumhurbaşkanı olma serüvenin sadece şekli değişmiş olanını yaşıyoruz..

367 krizinde kanunen bir kılıf bulunup halkın iradesine ipotek konulmuştu bugün yaşananlara da çok farklı bakamıyorum..

Muhafazakar sağ seçmenin vicdanını eline koyması gerekiyor.. 

Yazının devamını sahur sonrası tamamlarım diye düşünürken gelişen yeni bir olayla karşılaştık..

Ekrem İmamoğlu ve yakın çalışma ekibinden 105 kişi savcılığın açıklamasına göre "çıkar amaçlı suç örgütü" iddiası ile gözaltına alındı..

16 milyonluk şehrin seçilmiş Belediye başkanını sabaha karşı bu şekilde alınması endişe verici..

Valilik metroları ikinci bir emre kadar durdurdu..

Bunlar normal bir ülkede olağandışı fakat demokrasi tarihi kara lekeler ile dolu bir ülke için sıradan işler..

367 krizi, e-muhtıra , Erdoğan'ın siyasi yasağı, başörtüsü yasakları,bunlar sadece son 25 yılda yaşanan hukuksuzluklar..

Ne yapacağız aynı şeyleri tekrar mı yaşayacağız..

Adaletsizliğe uğradık diye adaletsizlik mi yapacağız..

Geleceğimizi dizayn eden kararlar bunlar..

Yazık oluyor..

Selametle...