Recep Akakuş'un köşe yazısı
E- SULTAN III. AHMET LALE DEVRİNDE: (1717-1730): Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın sadrazamlığa getirilmesi ile Osmanlı tarihinde “Lale Devri” adı verilen barış dönemi başlamıştır.
1717 yılında vuku bulan debremin yaralarını sarmak üzere de ülke çapında bir imar hareketi başlatılmıştır. İşte bu nedenle Anadolu beyler beyliğine atanan Küçük Cafer Paşa, İnegöl kasaba merkezinde 1727 yılında kendi adıyla da anılan “Beylik –Hanı”nı inşa ettirerek halkın hizmetine açmıştır.
Böylece ticaret kervanlarının, buraya gelerek mallarını satmalarına imkân sağlamıştır. Böylece; asırladan bu yana ticaret kervanları tarafından kullanılan “Nakkarezen Çiftliği” devre dışı kalmıştır.
1870 yılında İnegöl’ de yerel yönetime geçilerek Sadıkzâde Süleyman Ağa, belediye başkanı seçilince İnegöl ekonomisinde yeni gelişmeler olmuştur.
Orman ürünlerini işlemek üzere; hizarlar, bıçkılar kurulurken bir taaftanda da böcekhaneler ve koza hanları inşa edilmeye başlamıştır. İnegöl coğrafyasında dokuma tezgahları da bu dönemde faâliyete geçirilmiştir.
G- ABDÜLAZÎZ VE II. ABDÜLHAMİT DEVRİNDE: (1861-1908):
1885 yılına gelindiğinde İnegöl Belediye Başkanı Sadıkzâde Süleyman Ağa, İnegöl belediyesince büro olarak kullanılmak üzere bir bina ve bir de “Belediye-Bedesteni= Kapalı Çarşısı“nı inşa ettirmiş ve İnegöl ekonomisinde yeni bir açılım yapmıştır.
O yıllardan günümüze kadar İnegöl coğrafyasında ve de ekonomik yapısında düâyen kişiler olarak Hamza Bey’in ve Sinan Bey’in soy kütüğüne mensup kişler görülmektedir ki bunlardan bir kısmı, İnegöl ekonomisindeki etkinliklerini 1950’lili yıllara kadar sürdürmüştür.
Söz gelimi: Yeşil Bursa Oteli’nin sahibi Şenbellizâde İbrahim Efendi, Hamza Bey sülâlesinin son temsilcisi olurken İnegöl belediye başkanlarından Nuri Doğrul Bey de Sinan Bey ‘in soy kütüğüne bağlı en son temsilcisi olmuştur.
Bu nedenle Şenbelli İbrahim Efendi ile Sadıkzade Nuri Doğrul Bey, 1950’li yıllarda İnegöl ekonomisinin düâyen kişileri arasında yer almıştır.
İnegöl coğrafyasında ekonomik yapılanma idârî yapılanmaya parelel olarak Tanzimat ve Meşrutiyet devirlerinden itibaren hız kazanmıştır.
Hem yetiştirilen ürün bazında ve hem de tesis kurma bazında çok önemli değişim ve gelişimler başlamıştır