Recep Akakuş'un Köşe Yazısı

1487 yılı kayıtlarında görüldüğü üzere o yıllarda İnegöl, 74 hanelik çok küçük bir kasabacıktır. Merkez mahalleye, bir isim dahi konmamıştır.

Sadece Cuma Mahallesi, ismen tescil edilmiştir. Cuma Camii, Yıldırım Beyazıt tarafından inşa ettirildiğine göre; daha önceki yıllarda İnegöl Kasabası’nda Cuma Camii de bulunmuyordu, demektir.

Orhan Gâzî devrinde, Orhan Gâzî’nin İnegöl’deki mescit’te görev yapan İmam Hatip için tahsis ettiği hizmet dirliği, günümüz Sinan Bey Camii karşısında yer alan Zaviyeli-Mescit görevlisi için tahsis edilmiş olmalıdır.

Yıldırım Beyazıt’in, yaptırdığı İnegöl-Cuma Camii ve çevresinde teşekkül eden Cuma Mahallesi, yeni bir gelişmedir ve kasabanın imarında, izlenecek istikamete de işaret etmektedir. Dikkati çeken husus, Yıldırım Bayezit, İnegöl Cuma Camii’ni, mevcut yerleşim alanının kenarında inşa ettirirken hamamını, yerleşim alanı ortasında ve Zaviyeli-Mescid’in hemen ya kınında inşa ettirmiştir.

Günümüzde Çifte-Hamamlar adı verilen iki hamamdan kuzeyde olanı, Yıldırım Hamamı’dır. Bu da gösteriyor ki fetihten sonra, İnegöl’de ilk îmar faaliyetini, Yıldırım Bayezit başlatmıştır. İlgili kısmında açıklanacağı üzere Kurşunlu Kervansarayı ve Kurşunlu Zaviyeli Mescidi de O’nun tarafından yaptırılmıştır.

1520 yılında yapılan tahrirde İnegöl Cumi-i Kebir, Sinan Bey ve Yenice olmak üzere 3 mahalle olarak gösterilmiştir. Ancak, İshak Paşa Külliyesi ile ilgili olup büyük çoğunluğu İshak Paşa’nın âzatlılarından oluşan bir cemaatin de bulunduğuna tahrir defterlerinde işaret olunmaktadır ki bu topluluk (tüccar ve sanatkârlardan oluşmaktadır)

Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri adlı eserde görülen bu kayıtlardan anlıyoruz ki İshak Paşa, yaptırmış olduğu cami, kervansaray, medrese, hamam, türbe, dükkân ve çeşmelerden oluşan geniş külliyesi ile İnegöl’ü, Yıldırım Bayezit’ten sonra îmar ve ihyâ eden ikinci devlet adamıdır. Ancak, O’nun yaptırdığı külliye etrafında mahalle teşekkül etmemiş, çok miktarda dükkân ve iş yeri açılmıştır. Bu nedenle İshak Paşa Camii, Çarşı Camii olmuştur. Büyük olmasına rağmen Cuma Camii adını alamamıştır.

Bursa Kütüğü adını taşıyan eserinde Kâmil Kepecioğlu’nun, tespit ettiği üzere 1510 yılında yapılan tahrirde İshak Paşa Külliyesi ve çevresinde yer alan çarşı, dükkân ve iş yerleri -malî yönden- bir mahalle olarak değerlendirilmiş ve bu tahrir kayıtlarında İnegöl, 4 mahalle gösterilmiştir. Buna karşın, 140 yıl sonra İnegöl’ü ziyaret eden Evliya Çelebi ise İnegöl Kasabası’nın merkez mahallelerini, 3 mahalle olarak gösterecek ve çarşı yöresini, mahalle olarak dikkate almayacaktır.

Bu dönemde İnegöl’ü Yenişehir’e bağlayan yolun çıkış noktasında yer alan ve ticaret kervanlarının, konaklama yeri olarak kullandıkları Nakkârezen Çiftliği vardır. Günümüzde Sinan Bey Mahallesi, Yeni Cami Sokağı’nda merkadi/hatıra mezarı bulunan ve Şaban Dede diye anılan zat bu çiftliğin şeyhidir. Bir diğer ifadeyle Şaban Dede, Nakkârezen Çiftliği’nin işletme müdürüdür. Cuma Camii’nin çevresinde oluşturulan Cami-i Şerif Mahallesi’nden sonra Yenice Mahallesi’nin kurulması da İnegöl’ün imar ve ihyasında üçüncü aşamayı teşkil eder ki bunu sağlayan zat da tahrir defterlerinde zeamet sahibi olarak gösterilen Hamza Beyoğlu Derviş Mehmet Bey’dir.