Recep Akakuş'un köşe yazısı

İnegöl yöresinde değişik av hayvanlarına rastlamak mümkündür. Bunlar, ayı, kurt, çakal, sansar, âdi kokarca, gelincik, tavşan, tilki, sincap, domuz,
porsuk gibi hayvanlardır. Diğer yandan sayıları çok az da olsa, keklik, çil, kaz ördek, turna, toy, mezgeldek, pelikan, kuğu, su tavuğu, çulluk, bıldırcın gibi av kuşları da vardır.

Günümüzde pek bilinmese de tarihte İnegöl yöresinin simgesel av hayvanı geyik’tir. Geyik, Türk kültür hayatında ağırlıklı bir yere sahiptir. Destanlarımızda ve halk edebiyatımızda geyik motifi, çok geniş bir şekilde kullanılmıştır.Baba Sultan menkıbelerinde ve diğer birçok halk hikâyelerinde geyik motifi, kendine lâyık bir yere oturtulmuştur. Bu nedenle Anadolu’da birçok yerleşim alanına ve bazı yörelere Geyikli veya Geyikler ismi verilmiştir.

Geçmiş yüzyıllarda İnegöl yöresinde karaca ve ceylan da görülmüştür. Bu nedenle günümüzde Esenköy adı ile anılan yerleşim alanının, tarihî belgelerdeki ismi; Ahû Şen Köprü’dür. Türkçesi ceylanların üzerinde oynaştığı köprü demektir.

Karacakaya terimi de İnegöl’de bazı yerleşim alanlarına veya
bazı mahallere isim olarak verildiğine göre Uludağ ve Domaniç Dağ-
ları’nda bu av hayvanının da bulunduğu anlaşılmaktadır.

Dedelerimizin ve büyük annelerimizin, karaca postundan namazlık/seccade
kullandıklarına, şahsen ben, şahit oldum. Kurban edilen geyiklerin boynuz ve kemikleri, bazan mezarlara gömülerek bazan da mescid, türbe ve tekkelere asılarak muhafaza edilmiştir. Baba Sultan’a, Baba Sultan Türbesi’ne giderseniz, türbe girişinde geyik boynuzları sizi karşılar.

Daha önceki yazılarımızda belirttik. İnegöl Belediyesi Merkez binasının bulunduğu alan ve arkasındaki tepe tarihi bir alandır. Buranın adı İnegöl höyüğüdür. 1847 yılında, günümüzde mevcut olan İnegöl Belediye binasının yerine bir Emlâk-i Şâhane Müdürlüğü binası inşasına karar verilmiştir. Bu amaçla İnegöl höyüğü’nün batı kısmında, eski saray yerinde geniş ve derin bir temel çukuru açılmıştır.

Kazıya nezâret eden Alman arkeolog, höyük katmanlarını incelemiş ve kazı sırasında; taş baltalar, obsidyen bıçak ve yontu aletleri, geyik boynuzları ve bunlardan yapılmış perdah aletleri ve benzeri diğer arkeolojik buluntular elde edilmiş. Bu inceleme sonunda anlaşılmıştır ki İnegöl höyüğü, Akhisar ve Demirci höyükleri ile aynı yaştadır ve bu hö- yükler, milattan önce 2000 yıllarında inşa olun muştur.Verilen bu tarihî bilgiler ışığında altını çizerek söyleyebiliriz ki İnegöl’ün simgesel sembolü, geyiktir.

Diğer yandan avcılık, tarihimiz boyunca bir spor olarak algılanmıştır. Örf ve geleneklerimiz bunu böyle olduğunu göstermektedir. Günümüzde İnegöl avcıları da aynı geleneğe bağlı kalmışlar ve bir ata sporu olarak bu sporu sürdüre gelmişlerdir. 1946 yılında kurulan İnegöl Avcılık Kulübü, çevre kirliliği ile mücadeleyi ilke edinmiş ve bu amaçla gerçekleştirdiği çalışmalar sonunda İnegöl’e bir atış poligonu kazandırmıştır.