Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
Geçen yazımızda Kurşunlu tarihinden giriş yapmıştık. Kurşunlu yazımızın ikinci bölümünü paylaşacağız.
Anadolu’nun birçok yerinde "Kurşunlu" ismiyle anılan yerleşim yerleri bulunur. Bu adlandırma, Osmanlı döneminde izlenen stratejik iskân politikalarının bir yansımasıdır. Bu politikanın temel amacı, fethedilen toprakların Türkleştirilmesini sağlamaktı.
Ancak Kurşunlu Beldesi’nin adının kaynağı, yalnızca bu politikalar değil, Yıldırım Beyazıt’ın burada inşa ettirdiği yapıların çatılarını kurşun ile kaplatmasıyla halk arasında bu isimle anılmaya başlanmasıdır.
Kurşunlu’nun kuruluşu Osmanlı’nın ilk dönemlerine dayanır. Cemaat-i Korkudlar’dan olan Güde Yörükleri’nin yerleşik düzene geçişleriyle burası bir manav yerleşimi hâline gelmiştir. Aynı zamanda Kurşunlu, bir derbentçi köy olarak önemli bir stratejik konumda bulunuyordu. Bu durum, Osmanlı yönetiminin köyü sürekli gözetim altında tutmasına ve nüfusunu zaman zaman takviye etmesine neden olmuştur.
Yıldırım Beyazıt, Kurşunlu’da bir kervansaray ve zaviyeli bir cami inşa ettirerek bölgenin sosyal ve ticari hayatını canlandırmıştır. Bu yapılar için görevlendirilen hatip, müezzin ve şeyh gibi kişilere hizmet dirlikleri tahsis edilmiştir.
Cami civarında bulunan ve günümüzde "Hatip Tarlası" olarak bilinen arazi, bu tahsislerin bir hatırası olarak öne çıkar. Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt, yalnızca Kurşunlu’da değil, Bursa-Kütahya arasındaki önemli geçit ve derbentlerde de imar faaliyetleri gerçekleştirmiştir.
Domaniç-İnegöl ve Domaniç-Kurşunlu yollarının güvenliği sağlanmış ve bu yollar üzerindeki stratejik noktalar özel bir statüye kavuşturulmuştur.
Yıldırım Beyazıt döneminde İnegöl’deki Cuma Camii ve Kurşunlu’daki kervansaray ile Fatımetü’z-Zehra Camii inşa edilmiştir. İnegöl fatihi Turgut Alp’in daha çok Bursa çevresine odaklanması nedeniyle, İnegöl’ün asıl imar faaliyetleri Yıldırım Beyazıt döneminde başlamıştır.
İnegöl’ün günümüzdeki Sinan Bey Mahallesi, o dönemde küçük bir köy niteliğinde olan kasaba merkezini oluşturuyordu. İnegöl’deki ikinci mahalle olan Cami-i Kebîr veya Cuma Mahallesi ise, Yıldırım Beyazıt’ın burada yaptırdığı Cuma Camii’nin ardından şekillenmiştir.
Görüldüğü üzere, İnegöl ve Kurşunlu’nun eş zamanlı olarak imar faaliyetleri Yıldırım Beyazıt devrinde başlamış, bu dönemde bölgede büyük bir kalkınma hareketi gerçekleştirilmiştir.
İnegöl’deki imar faaliyetleri Yıldırım Beyazıt öncesinde sınırlı kalmış ve Baba Sultan Köyü’ne kadar ilerlemiştir. Baba Sultan Camii ve Türbesi, Orhan Gazi tarafından inşa ettirilmiştir.
Ancak İnegöl Kasabası’nda Orhan Gazi ve Murad Hüdavendigâr döneminde kayda değer bir imar faaliyeti gerçekleşmemiştir.
Osmanlı’nın ilk dönemlerinden itibaren önemli bir yerleşim yeri olan Kurşunlu Beldesi’nin hikâyesi, bölgenin tarihi ve kültürel mirasını gözler önüne seriyor.
Bu köklü tarih, sadece bir yerleşim yeri olarak değil, Osmanlı’nın stratejik planlarının ve mimari eserlerinin bir nişanesi olarak da önem taşımaktadır. Kurşunlu’nun tarihindeki yolculuğumuz bir sonraki yazımızda devam edecek.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!