Recep Akakuş'un köşe yazısı

İnegöl’de iki önemli maden suyu vardır. Bunlardan biri Kınık diğeri ise Çitli Maden Suyu’dur. Kınık maden suyu, Mezit Deresi’nin İnegöl Ovası’na çıkış noktasındadır. Dere yatağının, tam kenarındadır. Debisi, oldukça iyidir ve özel bir şirket tarafından işletilerek piyasaya verilmektedir.

Çitli Maden Suyu ise debisi çok düşük olduğu için, geçmişte işletilmiş ise de, günümüzde işletilmemektedir. Çitli Köyü tüzel kişiliğinin koruması altına verilmiş ise de son yıllarda kira karşılığında bir özel kuruluşun tasarrufuna devredilmiştir. Günümüzde kaynağa kendi imkânları ile gidebilenler bu sudan yararlanabilmektedir.

Geçmiş devirlerde Çitli Maden Suyu ile devlet büyükleri yakından ilgilenmiş ve su kaynağını, ana yola bağlayan özel bir yol dahi yapılmıştır. Özellikle, Sultan Abdülaziz (1861- 1876), bu suya büyük önem vermiştir. Bu nedenle Çitli Maden Suyu’nun yakın çevresine tesisler kurdurmuş ve kendi saltanat devrinde Çitli Maden Suyu şişelenerek İstanbul’a taşınmıştır.

Yine bu dönemde Çitli Maden Suyu mide rahatsızlıklarında ilaç olarak kullanılmak üzere Avrupa’ya da ihraç olunmuştur. Dünyaca meşhur maden suları arasında dikkat çekmiş, uluslar arası ödüller almış, şifası ilim adamlarınca belgelenmiştir.

Böyle olmasına rağmen günümüzde bu çok değerli maden suyu kaderine terke dilmiş, tesisleri yıkılıp harabe haline gelmiş, yolu ve kaynağı kaybolmaya yüz tutmuştur.

SARI CAMİ’Yİ YIKTILAR

Güreş sporuna düşkün olan Sultan Abdülaziz, İnegöl’de bir de
av köşkü inşa ettirmiştir. Harap olsa da 1990’lı yıllara kadar ayakta
kalabilen İnegöl-Sarı Camii, bu av köşkü’ne ait bir mescit olarak inşa
olunmuştur.

Ne hazin bir tecellidir ki tarihî bir nitelik taşıyan söz konusu bu mescit, bitişiğine halk tarafından inşâ edilmiş olan görkemli yeni bir camiin (Hürriyet Camii’nin) kenarında metruk hâlde bir müddet hayatiyetini sürdürmüş ise de -maalesef- günümüzde ortadan kalkmıştır.

Mütevâzî bir yapı olsa da tarîhî bir nitelik taşıyan İnegöl Sarı
Camii’nin yıkılışına göz yumulmuş olması, tarihimiz açısından, bü-
yük bir vebal olmuştur. İnegöl Avcılar Kulübü yetkilileri, İnegöl avcılık tarihi’ni çok yakından ilgilendiren bu mabet ile ne diye ilgilenmediler ve de ne diye ilgilenmezler? Anlaşılır gibi değil. Manzara, tarihimize ve kültürümüze saygı açısından, hazin hem de çok hazin olsa gerektir!

Biz, yine Çitli Maden Suyu’na dönelim.  Bizzat devlet tarafından Çitli Maden Suyu ile ilgilenildiğini yukarıda kaydetmiştim. Takriben 120 yıl önce bir diğer ifadeyle, 1887 yılında çıkarılan bir padişah fermanına dayalı olarak Çitli Maden Suyu Şirketi kurulmuştur.

Bu şirket tarafından, Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış 16 sayfa tutarında bir tanıtım broşürü hazırlatılmıştır. Broşüre: Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane öğretim üyelerinden Seririyyat-ı Tıbbiye Muallimi, yani uygulamalı bölüm başkanı Dr. Marovan tarafından kaleme alınmış bir takdim yazısı da eklenmiştir. Burada verilen bilgilere göre Çitli maden suyu; karaciğer, böbrek, mide, bağırsak hastalıklarına şifa vermektedir. Maalesef altın değerindeki bu maden suyumuz da yetkililerin ilgisizliği sebebiyle ölmeye yüz tutmuş, kaynak ve çevresindeki tesisler harabeye dönmüştür.