Abdülvasih Duran'ın köşe yazısı

         Bugünlerde bir çok Müslüman kardeşimiz Hac ibadeti için yola çıkmaktadırlar.Kurban Bayramında da İnşallah “HACI” olma sıfatını kazanacaklardır.Rabbim cümle kardeşlerimizin Haccını kabul eylesin.

        İslam Dini bizlere ibadetleri farz kılarken hem maddi açıdan hem de manevi açıdan olgunluğa kavuşmamızı istemektedir.Şöyle bir ayet üzerinde örnek verelim:” Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri ve çok temizlenenleri sever.”(Bakara,222).

       Bu ayette de görüldüğü gibi Yüce Rabbimiz,

-Maddi temizliği de seviyor,

-Manevi temizlik olan tövbeyi de seviyor.İki temizlik türü de bir arada zikredilmiştir.

        İbadetlerin bir şekli vardır bir de sonuçları vardır.Şekiller yaptığımız ibadetlerin kendileridir.Ahlak ise İbadetlerin dönüştüğü davranışlara diyoruz.Bazı ünlü kişiler “Eğitim şart” dediklerinde ben de etrafımdakilere şöyle diyorum:”Evet,eğitim şart ama tek başına yeterli değildir.Onun için  eğitim artı ahlak şart”.

        Ahlak basit tanımıyla insanın hal ve hareketleridir.Yüce Rabbimiz bizlere ibadetleri farz kılarken ibadetlerin sonucunun ahlaka dönüşmesini murat etmiştir.Yani Yüce Rabbimiz bizlere sıkıntı vermek için değil, ibadetlerin sonucunun ahlaka dönüşmesini bizden  istemiştir.

        Ahlaka dönüşmeyen ibadetler amacına uygun yapılmamış demektir.Çünkü her ibadetin gayesi ayetlerle anlatılmıştır.Örneğin: Yüce Allah namazdan amacın insanı kötülüklerden alıkoymak olduğunu buyuruyor.Eğer bir kişi hem namaz kılıp hem de kötülük yapıyorsa kıldığı namaz, namaz değildir.Çünkü Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:” (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.”(Ankebut,45).

           Hac İbadetiyle ilgili ayete baktığımız zaman yine maddi ve manevi azıktan bahsedildiğini görüyoruz“…azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva’dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının”(Bakara,197).Takva, manevi azıktır.Yani sorumluluğunu bilmek.Allah’a karşı gelmekten ve günahlardan sakınmaktır.Kısacası “AHLAK”lı olmaktır.

         Günümüzde ki Hac ibadetini ele aldığımızda şu manzaralarla karşılaşıyoruz.

-Ka’be’yi inşa eden Hz.İbrahim’i(as) tefekkür ediyoruz ve gözlerimiz yaşarıyor.Ama bizi otelden Ka’be’ye götüren oradaki taksici İbrahim’in üç kağıtçı olduğunu ,pazarlık yapmazsan katlamalı fiyat ile bizi kandıracağını birbirimize anlatıyoruz.

-Yine Ka’be’yi babasıyla beraber inşa eden Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İsmail’i tefekkür ederken gözlerimiz yaşarıyor.Ama hurma satan esnaf İsmail’in hurmaları bize fahiş fiyata sattığını anlatıyoruz.

-Yine Hz.Hacer annemizin fedakarlığından bahsederek gözlerimiz yaşarırken, eşi istediği kumaşı almadığı için kocasıyla cedelleşen Hacer teyzemizi hayretle anlatıyoruz.

        Eğer bir gün Hz.İbrahim’i (as) düşünürken gözlerimizin yaşardığı gibi şoför İbrahim’in ahlakı ve dürüstlüğü de gözümüzü yaşartıyorsa,

        Eğer bir gün Hz.İsmail’i (as) düşünürken gözlerimizin yaşardığı gibi hurma satan İsmail’in ahlakı ve dürüstlüğü de gözümüzü yaşartıyorsa,

         Eğer bir gün Hz.Hacer annemizin fedakarlığından bahsederken gözlerimizin yaşardığı  gibi Hacer teyzemizin eşine karşı saygısı  ve bağlılığı da gözümüzü yaşartıyorsa işte o zaman başta HAC ibadeti olmak üzere bütün ibadetlerimiz gerçek amacı olan “AHLAK’a dönüşmüş demektir.

        Ancak ne yazık ki günümüzün bazı Müslümanları ibadetleri sadece şeklen yaptığı için ve ibadetleri ruhuna uygun yapmadığı için bunlar namaz kılan sahtekarlar,oruç tutan dedikoducular,zekat veren  hilekarlar ve Hacca gidip “HACI” olması gerekirken “ACI” olan insanlar haline geldiler.