Merhaba İnegöl'ün güzel insanları! 
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.

Uludağ’ın eteklerinde saklı, tarihî dokusuyla dikkat çeken Maden ve Lütfiye köyleri, İnegöl’ün zengin geçmişine ışık tutuyor. Bu köyler, hem doğanın hem de tarihin derin izlerini taşıyan birer açık hava müzesi niteliğinde.

Maden Köyü

İnegöl’ün güneydoğusunda, Uludağ’ın kuzeye bakan yamaçlarında konumlanan Maden Köyü, ismini taşıdığı madenlerle Osmanlı döneminde büyük bir öneme sahip olmuştur.

Çevresi yoğun ormanlarla kaplı bu köy, derin vadilerle parçalanmış bir arazi yapısına sahiptir. Geçim kaynakları tarım ve ziraata dayanan köy halkı, “Manav” olarak adlandırılan yerli Türklerdendir. Manav, Anadolu’da ilk yerleşik düzene geçen Türkleri tanımlayan bir ifadedir.

Köyün yakın çevresinde Eskiköy, Hamidiye/Gazelli, Hayriye, Muratbey/Dereçatırı ve Soğukdere/Kazıklı köyleri bulunur.

İnegöl’e 10 kilometre uzaklıkta olan köy, Deydinler Köyü üzerinden ilçeye bağlanmaktadır. Nüfus verilerine göre, köy 1990 yılında 882 kişilik bir nüfusa sahipken, 2000 yılında bu sayı 843’e düşmüştür.

Maden Köyü, Osmanlı döneminde gümüş ve demir madenleriyle öne çıkmış, hatta Bursa Darphanesi’nin tüm gümüş ihtiyacını karşılamıştır.

Tarihi kaynaklarda köyün ismi “Cevher-Lala Karyesi” olarak da geçmektedir. Bu bölge, Uludağ ve Domaniç Dağları’nın kuzey yamaçlarını kapsayan geniş bir maden havzasıydı.

Osmanlılar döneminde burada bulunan maden emini, köye adını veren önemli bir devlet görevlisiydi. Ayrıca köy, İnegöl-Domaniç arasındaki yürük yolu üzerinde önemli bir konaklama yeri olmuştur.

Maden Köyü’nün tarihî önemi yalnızca madenleriyle sınırlı değildir. Kurtuluş Savaşı sırasında İclaliye Köyü ile birlikte stratejik bir sığınak görevi görmüştür.

Köydeki dede merkadleri, geçmişte burada hizmet veren dinî ve tasavvufî kişiliklerin izlerini günümüze taşımaktadır.

Lütfiye Köyü

Uludağ’ın İnegöl Ovası’na bakan doğu cephesinde yer alan Lütfiye Köyü, ormanlarla çevrili ve derin vadilerle bölünmüş bir coğrafyaya sahiptir.

Eski adı Pelitli olan bu köy, İnegöl’e 13 kilometre uzaklıkta olup, İsaören, Karakadı ve Çayyaka köyleri üzerinden ilçe merkezine bağlanmaktadır.

Lütfiye Köyü halkı, 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Balkanlardan göç ederek Anadolu’ya yerleştirilen Boşnaklardan oluşmaktadır.

Köyün geçim kaynağı, ağırlıklı olarak orman ürünlerine dayalıdır. Tarım ve ziraat oldukça sınırlı ölçekte yapılmakla birlikte, meyve ve sebze üretimi de görülmektedir.

Özellikle kestane üretimi dikkat çeken bir ekonomik faaliyettir. Köyde ayrıca Orman Müdürlüğü’ne ait depo tesisleri bulunmaktadır.

1990 yılı genel nüfus sayımına göre köyün nüfusu 201 iken, 2000 yılında bu rakam 221 kişiye yükselmiştir. Nüfusun çoğunluğu Balkanlardan gelen köklerine bağlı kalmış, kültürel değerlerini bu küçük köyde yaşatmayı başarmıştır.

Maden ve Lütfiye köyleri, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, tarihî miraslarıyla da dikkat çekiyor.

Osmanlı döneminde bir maden merkezi olan Maden Köyü ve muhacirlerin yurdu olan Lütfiye Köyü, İnegöl’ün kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.

Bu köyler, ziyaretçilerine hem geçmişin izlerini sürme hem de doğayla baş başa kalma fırsatı sunuyor.


Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!