Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarına tanıklık eden Kulaca Köyü, tarihî dokusu ve stratejik konumuyla geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir mekân olarak dikkat çekiyor.
İnegöl’ün doğusunda, Ahî Dağı’nın güney eteklerinde yer alan bu köy, Osmanlı’nın ilk fetihlerinden biri olan Kulacahisar Kalesi’ni barındırmasıyla özel bir öneme sahiptir. İşte bu tarihî köyün hikâyesi...
Kulaca Köyü, İnegöl ilçe merkezine sadece 6 kilometre uzaklıkta, Kocadere ve tarihî İpek Yolu’nun geçtiği noktada kurulmuş. Arazisinin büyük bir bölümü ovada, kalan kısmı ise Ahî Dağı’nın eteklerinde yer alıyor.
Köy halkı geçimini çiftçilikle sağlarken, meyve ve sebze üretimi de önemli bir yer tutuyor. Ova kesimindeki zengin çayır-meraları sayesinde manda yetiştiriciliği de dikkat çekiyor. Köy, yakın çevresindeki Alibey, Bilal, Şıbalı, Süpürtü ve Yiğit köyleriyle komşu bir konumda.
Kulaca Köyü’nün tarihi, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarına kadar uzanıyor.
Osman Gâzî’nin İnegöl Tekfuru Nikola’ya karşı düzenlediği ilk askerî harekâtta, 1285 yılında ele geçirilen Kolcahisar Kalesi, Osmanlılar tarafından fethedilen ilk kale olma özelliğini taşıyor. Bu zafer, Osmanlı’nın devletleşme yolundaki ilk adımı olarak kabul ediliyor.
Osmanlı’nın ilk şehidi olan Baykoca, bu harekâtta şehit düşmüş ve naşı Hamza Bey Köyü’nde defnedilmiştir. Osman Gâzî, yeğeni Baykoca’nın intikamını almak ve Osmanlı’nın temellerini sağlamlaştırmak için Kulacahisar’ı fethetmiştir. Daha sonra bu bölge, Osmanlı’nın devletleşme sürecinde önemli bir merkez hâline gelmiştir.
Osmanlı’nın ilk şehidi Baykoca’nın mezarı, Hamza Bey Köyü’nde bulunan Mehmed Bey Camii’nin haziresinde yer alırken, Kulaca Köyü de tarihî İpek Yolu üzerindeki konumuyla dikkat çekiyor.
Bu iki köy, Osmanlı döneminde vakıf statüsüne geçirilmiş ve Savcı Bey’in neslinden gelen aileler tarafından asırlar boyu yönetilmiştir. Bu yönetim, Yavuz Sultan Selim devrinde Süleyman Bey kızı Hatice Hatun’un, Hamza Bey torunu Mehmed Bey ile evlenmesiyle birleştirilmiştir.
Bu evlilik sayesinde Kulaca ve Hamza Bey köyleri, cami ve medreseleriyle Osmanlı-Türk kültürüne hizmet veren birer merkez hâline gelmiştir. Kulaca Köyü’ndeki Mehmed Bey Camii ve medresesi, yıkılmış olsa da cami günümüzde hâlen ayaktadır.
Medreseden yetişen birçok âlim ve İslâm âlimi, bu köylerin kültürel ve tarihî önemini artırmıştır. Örneğin, İnegöl’ün ilk müftülerinden olan Şahin Efendi, Kulaca Medresesi’nde eğitim almıştır.
Kulaca Köyü Camii, tarihî İpek Yolu’nu gözetlemek amacıyla özel bir mimari detay içeriyor. Minare şerefe kapısı, normalde kıble yönüne açılması gerekirken kuzeydoğuya, İpek Yolu’nun geçtiği yöne doğru tasarlanmıştır. Bu stratejik yapı, köyün Osmanlı dönemindeki askeri ve lojistik önemini de vurguluyor.
Baykoca ve Savcı Bey’in bu topraklardaki şehadetleri, Osmanlı’nın temellerini atan fedakârlıkların birer sembolü olarak hatırlanıyor.
Kulaca ve çevresindeki bu tarihî köyler, geçmişten günümüze birer miras olarak hem İslâm kültürüne hem de Türk tarihine ışık tutmaya devam ediyor.
Kulaca Köyü, Osmanlı’nın kuruluş yıllarına dair derin izler taşıyan bir köy olmasının yanı sıra tarihî İpek Yolu üzerindeki konumu ve kültürel mirasıyla günümüzde de önemli bir değer olmaya devam ediyor.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!