Herkese merhaba, bugün özellikle son zamanlarda ismini çok sık bir şekilde duyduğumuz ve çoğu borçlu yada firmanın  müracaat ettiği bir İcra ve İflas Kanunu düzenlemesi olan Konkordatonun ne olduğunu, şirketlere ne gibi kazanımlar sunduğunu, başvurmaya değer olup olmadığını ve hukuki sürecini ele alıp inceleyeceğiz hemen başlayalım. 

Öncelikle Konkordato tanımını kısaca, bir borçlunun alacaklılarına mahkeme aracılığıyla yaptığı ödeme teklifinin, alacaklıların en az yarısı (veya belirli durumda 2/3’ü) tarafından kabul edilmesi ve Ticaret Mahkemesi tarafından tasdik edilmesi şartıyla, borçlunun rehin ve imtiyazlı alacaklar hariç olmak üzere tüm adi borçlarını bu teklifi doğrultusunda ödeyebilmesine imkan tanınmasıdır. 

Bu yönüyle vadesi gelmiş borçları ödeyeyemeyen veya vadesi henüz gelmemiş ancak ödeyememe tehlikesi olan şahıs veya şirketlerin iflas etme aşamasına gelmeden bu şirketin adeta bir fanus içerisine alınması ve bu şirkete karşı icra takibi ile dava açılmasının engellenmesi ve başlatılmış olan icra takiplerininde durdurulması ve bu şekilde borçluya bir nefes aldırılır.

Borçlunun borçlarını daha sağlıklı adımlarla ödeyebilmesi için mahkemece sürenin yanında aynı zamanda yönetim için tayin edilen komiserle ve bu süre içerisinde sunulacak ödeme planlarıyla birlikte şirketin iflastan kurtarılması ve yapılandırılması amaçlanmaktadır. 

Bu kapsamda Konkordato sürecine müracaat etmek isteyen bir şirket öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talepte bulunacak ve borçlarını ne zaman, nasıl ve ne şekilde ödeneceğini, gerekli kaynakların nasıl sağlanacağını gösteren bir proje hazırlayacaktır. Bunun yanında alacaklılar listesini, proje ile malvarlığı karşılaştırma tablosu hazır edilecek ve ayrıca bağımsız denetim kuruluşunca hazırlanan konkordato ön projesinin gerçekleşmesinin mümkün olma durumunu gösteren finansal analiz raporları da konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulmalıdır.

Mahkeme sunulan evrakların eksiksiz olduğunu görür ise borçlu için 3 aylık geçici mühlet kararı verir ve dosyaya konkordato komiseri ataması yapar. Bundan sonraki süreç artık Konkordato komiserinin yönetimi ve idaresi altında ilerleyecektir. Verilen 3 aylık sürenin sonunda komiserin uzatma talep hakkı vardır. Bu da bir defaya mahsus olmak üzere 2 aydır. Bu şekilde toplam süre 5 ayı geçmeyecektir. 

Akabinde mahkeme duruşma açacak ve yaptığı yargılama da komiseri dinleyecek ve tüm dosya evraklarını inceleyecektir. Konkordatonun başarıya ulaşabilme ihtimalini mümkün görmesi halinde az önceki geçici mühlet süresinden hariç olmak üzere 1 yıllık kesin mühlet süresi verecektir. Bu sürede yine talep edilmesi ve gerek görülmesi halinde 6 ay daha uzatabilecektir. 

Mahkemece kesin ücretin verilmesinden sonra bu süreç içerisinde 7 kişiyi geçmeyecek ve tek sayıda olacak şekilde alacaklılar kurulu kurulacak ve ayda bir defa komiserin katılımıyla toplanarak kararlar alınacaklardır. Yapılan toplantıda verilecek olan kararlar oy çokluğu ile veya 2/3 çoğunlukla alınacaktır. 

Kesin mühletin bitmesine yakın tekrar alacaklılar toplantısı yapılır ve sunulan Konkordato projesi alacaklılar tarafından kabul edilirse ve mahkemede diğer şartların da mevcut olduğunu görür ve projeyi onaylarsa borçlunun iflasına karar verilmez ve paraya çevirmemiş hacizlerin de kalkmasına karar verilir.

Tüm bu süreçlere bakıldığında aslında iflas etme eşinde olan bir çok şirketin Konkordato ilan etmesi her ne kadar alacaklıları mağdur ediyormuş gibi görünse de aslında mevcut mal varlığının bir komiser tarafından yönetilmesi ve bu mal varlığıyla birlikte belli bir süre içerisinde gerekli ticaretlerin ve yönetimin yapılması halinde mevcut mal varlığının tüm borçluların alacaklarını zaman içerisinde ifa edildiği görülmektedir. Ancak bunun için ilk ve en önemli şart Konkordato sürecinin gereği gibi ve projede belirtilen hususların uygulanmasının doğru adamlarla yapılmasıdır. 

Aksi taktirde Konkordato sadece bir oyalama aracı olur ve halihazırda icra takibine girişilmiş olunan alacaklıların alacağını geciktirir ve herhangi bir sonuca da ulaşılamamış olunur ve bu yönüyle en nihayetinde borçlunun iflasına karar verilir. Bu kararla birlikte alacaklılar tekrardan başlattıkları veya başlatacakları icra takibi kanalı ile alacaklarini tahsil etmeye çalışacaklardır