Bugün sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri ele alan hayvanları koruma kanunundaki bazı değişiklikleri ele alıp değerlendireceğiz. Hemen başlayalım.
Öncelikle kanunun çıkarılmasının nedeni, son zamanlarda artan çeşitli köpek vakalarıdır. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığının yayınladığı sonuçlara bakılacak olunması halinde 437.000 kişinin ısırıldığı ve son 4 yılda 430 civarı insanın ölmüş olduğu açıklanmıştır. Bu vakaların artması nedeniyle bu konu meclisin gündemine gelmiş ve bu konuyla ilgili çıkarılan kanun teklifi oy çokluğuyla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiş ve yasalaşmıştır.
Toplum nazarında en çok tartışmaya neden olan konuları özellikle köpeklerin kısırlaştırılması ve öldürülmesi konusunda mevcut düzenleme neydi ve son hali itibari ile nasıl olduğuna bakacak olursak;
1. İlk olarak hayvanları koruma kanununun birinci maddesinde kanunun amacı hayvanların rahat yaşaması iken; değişiklik ile birlikte insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetmek kaydıyla hayvanların rahat yaşamaları şeklinde değiştirilmiştir.
2. İlk halinde sahipli hayvan tanımı söz konusu değilken yapılan düzenlemeyle birlikte sahipli hayvan tanımına yer verilmiş ve sahipsiz hayvanlar, sahipli hayvanlar dışında kalan tüm hayvanlar olarak tanımlanmıştır.
3. Kanun öncesinde sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların öldürülmeleri çok sınırlandırılmış iken; değişiklik sonrası sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların kanuni istisnalar haricinde öldürülmeleri mümkün görülmemiştir. Bu da demek oluyor ki bu kanundaki istisnalar dahilinde oluşmuş olması halinde kimi hayvanların öldürülebileceğidir.
4. Ayrıca, daha önceden yakala - kısırlaştır - sal metodu yerine sahipsiz hayvanların barınaklarda toplanacağı ve rehabilite edileceği, sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bulundurulacağı ve rehabilite edilenlerin artık salınmayacağı düzenlenmiştir.
5. Barınaklarda bulundurulan ve sahiplendirilemeyen köpeklerin belirli koşullarda acısız bir şekilde ötenazi yani diğer bir adıyla öldürülmesine imkan tanınmıştır. Ancak bunun için;
a. insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen;
b. bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan;
c. sahiplenmesi yasak olan; hayvanlar hakkında acısız uyutma işlemi uygulanabilecektir.
Bu kapsamda bu nedenlerden bir tanesi var ise bu şekilde köpeğin ötanazisi yapılabilecektir. Aksi taktirde bu nedenlerden birisi yoksa mesela sadece sahiplenilirmediği için köpeğin öldürülmesi söz konusu olamayacaktır.
6. Kanunla birlikte bu görevi belediyelere vermiştir. Bu kapsamda belediye meclisi tarafından köpekleri toplamama, barınak inşaa etmeme, köpekleri rehabilite etmeme, rehabilite ettikten sonra yeniden sokaklara bırakma yönünde bir karar alınamaz. Aksi taktirde meclis üyelerinin cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu ve bunun gibi daha farklı düzenlemeler bu kanunla birlikte getirilmiştir. Ancak yazımızın çok uzamaması adına toplum nazarında en çok tartışma sebebiyet veren bu konular kısaca el ele alınmıştır.
Özetle şunu belirtmek gerekir ki sahipsiz sokak hayvanları belediyeler tarafından toplanılacak ve rehabilite edilip veya sahiplendirilinceye kadar bakım evlerinde barındırılacaktır. Ancak rehabilite edildikten sonra tekrar sokaklara bırakılmayacaktır. bunun yanında yukarıda belirttiğimiz üç şartın oluşması halinde ise bazı hayvanların ötenaziisi söz konusu olabilecektir.
Burada bu konu her ne kadar çok tartışılmış ise de kanaatimiz kısaca şu şekilde belirtmekte fayda vardır. Bilindiği üzere tek başına bir insan, bir hayvan türü kadar değerlidir. Çünkü bütün hayvanlar ve her şey insana ve insan hayatına hizmet etmektedir. Bu yönüyle bir insanın bile hayatına zarar verebilme tehlikesi olan bir hayvanın denetim altına alınması ve şartları taşıması halinde sahiplendirilmesi ya da denetim altında tutulması hususunda yapılan düzenleme kanaatimizce yerinde olmuştur.