Bir Anadolu şehridir; İnegöl

Kalabalıklar akıyor caddelere

Sokaklar kımıl kımıl

İnsanlarda hep bir telaşe!

Minarelerden hüzünlü bir sala sesi

Kimbilir dünya değiştiren kim?

Ölüm kime uğramış?

Kimbilir geride kalan, Hangi gözler yaşlı?

Toprak ne kadar kutsal bir değirmen!

Öğütüyor en güzel yüzleri!

Bağrına usulca basıyor bedenleri!

Neden Hala ibret almazsın?

Ne kadar zavallıca seyretmen!

Bilmez misin? Ölüm bir soğuk gölge!

Her lahza, her bölgede seni, takipte!

Kaldırımlar üzerinde günahkâr adımlar

Ölümü düşünen yok, dünyaya meyletmiş akıllar!

Ey İnsan! Hızla akıyor zaman

Nedir bu telaşen? Dünya mıdır kalbine düşen?

Gözler ne kadar canlı, ışıl ışıl

Dünyaya değil, Allah’a sarıl

Hızlı adımlar nereye? Bil ki; Ömür bir sermaye!

Evrensel bir çağrı var, Haydi hep birlikte camiye!

Ölüm; hiç unutmamız gereken bir düğüm.

Kâfirler için ise akıllara durgunluk veren bir zulüm!

Ey insan! Uyan artık uyan!

Bir gün öleceksin, buna inan!

Sıyrıl dünya örtüsünden,

Masiva’yı sök at artık, kalbinden.

 

KIYIYA VURDU MELEKLER! 

İç savaşlar, zulüm, kan ve gözyaşı

Bitmez ki, zalimlerin kesilmedikçe başı!

Ölen insanlık, Vicdanlar ise alaca karanlık!

Ey insan! Seyretme artık, tutamaz mı elin bir barış taşı?

Mazlumlar çaresiz, yardımlar bekliyor

İnsanlık ise oturmuş alçakça seyrediyor!

Ölen Adalet, ruhlarda ise kapkara bir kıyamet

Ey insan! Kalk ayağa artık, yedi kat sema titriyor!

Firavunlardan kaçan küçücük bedenler

Mekân oluyor canlara masmavi denizler!

Ölen yaşam, Kalpler ise zifirle kaplı, Per perişan  

Ey insan! Diril ve doğ artık, bak kıyıya vurdu melekler

Ağlıyorum şimdi! Seslice İnsanlığıma

Kimler merhem olacak bu zavallı yarama?

Ölen ben, öldüren ben; düşünceler ise karmakarışık

Ey insan! Dikil ve dur artık, gözlerini kapama bu utanca.

ALİ ZİYA